Tekrar merhaba :)
Aradan biraz uzun zaman geçti sanırım,ancak malumunuz,okul dönemi yeniden başladı ve ödevler kendi kendini yapmıyor malesef :D
Bugün Kördüğüm ile ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum.Bitireli yalnızca birkaç saat olmuşken aklımdakileri hemen dökmek en iyi fikir sanırım.
Kördüğüm... farklı bir kitaptı diyebilirim.Açık konuşmak gerekirse arka kapaktaki tanıtıma bakarak paranormal bir kitap beklediğimi söylemeliyim.Ancak yine de okuduğuma pişman olduğumu söyleyemem,çok başarılı bir kitaptı,yazarımızın da çevirmenlerimizin de ellerine sağlık...
Kitabın konusundan biraz bahsetmem gerekirse,arkadaşının yaşadıkları kendisine çok ağır gelmiş bir genç kadını anlattığını söyleyebilirim sanırım.Daha net ve ya bir parça daha kapsamlı bir bilgi vermek isterdim ama o zaman litabın esas numarasını açık etmiş olurum ve kitap keyfine limon sıkanlardan hiç hoşlanmadığım düşünülürse onlardan biri olmaya hiç niyetimin olmadığını söyleyebilirim :D
Ama kitabı birazcık anlatabilirim size.Akıl hastanesindeki bir kızla başlıyor,bir yandan kızın o akıl hastanesinde kendi hayaletleriyle savaşmasını izlerken bir yandan da doktoruna anlattığı olaylara -oraya düşmesine neden olan olaylara- şahit oluyoruz.
Esas kızımızın adı Naomi,olayların diğer kahramanı da Lana.Ve bir de esas oğlanımız mevcut.Ya da belki de esas oğlanlar demeliyim :D
Kitapta başta Naomi ve Max'in anlatıldığını görsek de araya sürekli olarak çocukluk aşkımız Lachlan da giriyor.Naomi ikisine de fena halde aşık oluyor kitabın bir yerinden sonra.Lachlan'a kazık attığını düşünüp bunun suçluluğuyla yansa da Max'le yine de görüşmekten geri kalmıyor kızımız.Zaten herşey de ilk randevudan sonra patlak veriyor...
Eve döndüğünde hiç bir şekilde görmemesi gereken bir şey gören Naomi,evinde kaldığı en yakın arkadaşı Lana'nın babası tarafından istismar edilişine şahit oluyor.Sonrası olayı hazmetmeye çalışma ve Lna'yı o evden ayrılmaya ikna etmekle geçiyor.Lana'ya söz verdiği halde Naomi yanlışlıkla Max'in de durumu öğrenmesine izin veriyor ve olaylar iyice çığrından çıkıyor şeklinde özetleyebilirim kitabı.
Hem basit hem de kompleks olmayı başarabilmiş bir kitaptı ve itiraf edeyim kitabın sonuna kadar olayı çakmadım.Yazar kitabı gerçekten çok iyi kurgulamış -gerçekten kurgu olduğunu umarak söylüyorum- kitabını.Alıp okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar.
Merhaba arkadaşlar,
İlk yayınımı büyük bir heyecanla yapıyorum! :D
Sanırım işe en sevdiğim kitapla başlamak en doğrusu... Yalan söylemeyeceğim,ilk çıktığında ismi yüzünden pek de dikkatimi çeken bir kitap olmadı.Resmen cn sıkıntısından alıp arka kapağı okumasam büyük ihtimalle daha da uzun süre okumazdım.
İyi ki de okumuşum,resmen ağzımın sularını akıtan bir kitap keşfetmiş oldum :D Sevgili Jennifer'cığımın kitplarını zaten çok seviyordum,özellikle Lux serisinin hayranıydım ama karanlık elementler gelip başa oturdu resmen benim için...
Gelgelelim kitabın içeriğine... Spoiler vermeden nasıl anlatacağım onu kestiremiyorum :D
Pekala,kızımız on yedisine yeni basmış yari muhafız yarı iblis bir güzellik.Muhafızlar tarafından büyütülmekle beraber o olmayasıcs babasını tanıma şerefine henüz erememiş malesef.Hoş,anneciğini de daha bilmiyor ya,neyse...
Bizim tatlı Layla'mızın kimselerde olmayan,kendine has bir özelliği mevcut arkadaşlar;bu kız her ne kadar iblisler ya da muhafızlar kadar keskin duyulara sahip olmasa da iblilseri neon tabelalara benzetebiliyor tek dokunuşla.Havalı,değil mi :D Bizim bu tatlı küçük sarışın bir gün yine aynı işi yaparken ara sokakta kapana kısılıyor veeee bilin bakalım onu kurtarmaya km gelecek? Hemen söyleyeyim;bir ara sokakta aynı sekilde karşılşabilmek için dizlerinizin üstüne çöküp yalvarabileceğiniz esas oğlanımız sahnede!.. Kendisi esmer tenli,uzun boylu,efenime söyleyeyim güzel buklelere ve de limon sarısı gözlere sahip; cennetten -ehem,pardon,cehennemden diyecektim sanırım :D- çıkma bir taş parçası. İsmimiz Roth ve bu görsel şölen benim bu kitap yayınlandığı günden beri benim sabit kitap-erkek-arkadaşımdır,lütfen sulanmayalım :D
Her neyse,konuya geri dönelim :D Benim sevgili Roth'cuğum Layla'yı başka bir iblise yem olmaktan kurtarıyor,kız yine de tabanları yağlıyor tabi.
Sonrasında hastalıklı bir karasevdayla tutulduğu yarı üvey/evlatlık abi cinsi karmaşık bir kişiliğin de yaşadığı evine giderken kendini sakinleştirmeyi ve bizim çarpıcı iblisi unutmayı beceriyor.Ama bu iş burada kalır mı peki? Tabi ki de hayır :D
Roth Layla'yı okula kadar takip ediyor ve bizim ikilinin serüvernleri böylece başlamış oluyor.Spoiler vermemek için -yani daha fazla vermemek için :D- konuyu burdan sonra fazla uzatmayacağım,işin ucunda Layla'ya ve annesine bağlanan çok ciddi ve tehlikeli bir ritüeli durdurmak için beraber türlü haltlara karışıyorlar,sahnelerin çoğunda aralarında geçen diyaloglar beni baya eğlendeirdi aslına bakarsanız.Eğer haşarı tipleri seviyorsanız Roth tm aradığınız karakter diyebilirim.
Bunca olayın arasında gerçek bildiği onca yalanın ortaya çıkışını,küçük dünyasının üzerine yıkılışını Layla'nın bakış açısından okuyoruz.Gerçekten,şiddetle tavsiye edebileceğim bir kitap.
Daha sonraki yayınlarda serinin devam kitaplarını ele alacağım,umarım okumaktan keyif aldığınız ve sizi aydınlatan/meraklandıran bir yazı olmuştur :)
