14 Aralık 2016 Çarşamba

HAYAL ETMEDİĞİN KADAR (JULİA QUINN)

Merhaba arkadaşlar  :-)
Ben calypso, bugün sizlerle yine bir julia quinn romanı paylaşacağım .
Bridgerton serisi kadar revaçta olmasa da iyi sayılabilecek kayıp dük serisinin ikinci kitabı olan " hayal etmediğin kadar" .

Aslında bu kitabın kayıp dük serisinin ikinci kitabı olduğunu bilmiyordum. Bence birinci ya da ikinci kitap olması pek birşey değiştirmiyor , çünkü birinci kitapta bambaşka bir aşk anlatılıyor.
Zaten iç-içe yazılmış bu iki kitapta da her iki kitabın baş karakterlerini sıkça göreceksiniz bir nevi aynı olayın farklı gözlerle anlatılması da diyebiliriz.

Gelelim kitabımıza ;
Hayal etmediğin kadar kitabının baş karakterleri  7.Wyndham dükü Thomas Cavendish ve leydi Amelia Willoughby.

Daha bebeklikten sözlenmiş olan bu iki genç birbirlerine karşı herhangi bir şey hissetmiyor, sadece zorunda oldukları anlaşmayı gerçekleştirecekleri vakti bekliyorlardı.
Thomas bir nişanlısı olduğunu bildiği halde evleneceği kadını tanımak için hiçbir çaba sarfetmeyen ,sadece toplum gerekliliklerini yerine getiren bir adamdı ta ki o balo gecesine kadar .
O gece yine diğer tüm davetlerde olduğu gibi gelecek ,nişanlısına çok güzel olduğunu söyleyecek, onunla dans edecek ve gecenin kalanını başka kollarda geçirecekti- en azından amelia böyle düşünüyordu.- 

Dük o gece davette tıpkı amelia'nın düşündüklerini yapacaktı ama beklediği gibi olmadı çünkü nişanlısı amelia bu kez tüm iradesini kullanarak dük'ün dans teklifini reddedip salonu terketti. 
Dük amelia'nın yaptığına bir yandan şaşırırken bir yandan yıllardır aklına getirmediği nişanlısının göründüğünden daha zeki olduğunu kavradı ve ilk kez o gece  bahçe de yaşadıklarından sonra kibirli dük amelia ile ertelediği evliliği bir an önce gerçekleştirme isteği duydu.

Amelia yıllarca bir düşes olmak için yetiştirilen ,nişanlısının umrunda olmadığını bilen zeki ve asi bir leydiydi.
Balo gecesi herkesin beklediği şeyi yapmayıp kibirli dük'ü şaşırttığı için içten içe mutlu olan amelia kafasını dinlemek üzere bahçeye çıkmıştı.
Bir süre sonra yanına gelen nişanlısıyla konuşmaya başlayan amelia aslında onun ne kadar hoş biri olduğunu o gece farketti.
Ve  Amelia nişanlı oldukları 20 yıl boyunca belki de ilk defa bunu 
 hissedecek birşey yaşadı zirâ kibirli dük ilk kez kendisini öpmüştü.

Yıllardır birbirini önemsemeden yapacakları zorunlu evliliği bekleyen çift ilk kez tutkulu bir aşk yaşamaya başlamışken kayıp bir kuzen ortaya çıkarsa ve dük tüm unvanını kaybederse ne olur?
Yıllar önce yapılan anlaşmaya göre amelia 7.Wyhndam dükü ile evlenecekti peki ya dük 20 yıllık nişanlısı olmazsa?

Ah sanırım bu her ikisi  içinde berbat birşey olur zira her ikiside yıllardır umursamadıkları nişanlıya geri dönülemez biçimde aşık olmuştu.


Romantik severler kitap başına :-)
Bir daha ki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
Keyifli okumalar :-)

12 Aralık 2016 Pazartesi

Ateş Laneti-Jeaniene Frost/Gece Prensi Serisi

    Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Her ne kadar bugünlerde ülkemizde iyi olmak çok zor olsa da umarım iyisinizdir. Ülke olarak çok zor bir zamandan geçiyoruz ve umarım bunu daha fazla acı almadan atlatmayı başarabiliriz. Şehitlerimizin ailelerine başsağlığı dilemekten başka hiç bir şey gelmiyor malesef elimden. Diliyorum böyle bir şeyi bir kez daha yaşamayız.
    Size bugün Ateş Laneti'ni getirdim. Her ne kadar çok güzel olsa da ülkemizde devamını bulamadığım bir kitap malesef. Frost kitabında çok ünlü bir klişeyi alıp sıradışı bir kahramana dönüştürmüş. Ve bunu başarılı bir şekilde yapmış kesinlikle. Esas karakterlerimizden biri Vladivaslav Basarab,namı diğer Vlad Tepesh. Ya da illa bizim bildiğimiz adıyla söylemek gerekirse Kazıklı Voyvoda. Söylemem gerek,adam lakabının hakkını kesinlikle veriyor. Kazıklara inanılmaz bir düşkünlüğü var.
   Esas kızımız da Leila,ya da kitabın başında kullanmayı tercih ettiği ismiyle Frankie. Kendisi ailesinde uzak,sirkte çalışan genç bir bayan. Geçirdiği bir kaza sonucu büyük bir yaraya ve beraberinde kesinlikle hoşlanmadığı iki yeteneğe sahip oluyor. İlki,elektroşok. Dokunduğu herkese elektrik veriyor. İkincisi ise daha karanlık; sağ elini kullanarak insanlardan bilgi parçaları alıyor. Geçmiş ya da gelecek fark etmeksizin. Zaten başını belaya sokan da bu yeteneği oluyor. 
    Leila sadece insanlardan oluşan bir dünyada yaşamadığının farkında. En yakından tanıdığı diğer türse vampirler. Yine de bir grup vampir tarafından kaçırılmayı beklediği söylenemez tabi...
   Leila'dan bekledikleri çok basit olsa da inanılmaz derecede tehlikeli bir şey. Kimliğini söylemedikleri çok güçlü bir vampirin izini sürmesini istiyorlar. Sonrasında Leila'yı yaşatmak gibi bir niyetlerini az çok tahmin edebilirsiniz sanırım. Leila da bu gerçekten yola çıkarak büyük bir kumar oynuyor; Ateş Çıkaran'a neler olduğunu bir bir anlatıyor ve güvenliğine karşılık onunla anlaşma yapıyor. Komik olan şu ki,Leila Ateş Çıkaran'ın çok güçlü olduğunu anlamış olsa da hâlâ kim olduğuna dair bir fikri yok. Duyunca da inanmıyor ya,neyse...
   Vlad Tepesh ise yeni bulduğu hazineyi bırakmaya niyetli değil. Leila'yı tutmak niyetinde,ister misafir olarak ister tutsak... Tamamen Leila'ya kalmış bir durum.Yaşamaya meraklı ve zeki bir kız olan Leila seçmesi gereken yolu akıllıca buluyor.
   Zamanla çiftimizin arasında yarı güvene dayalı -ve kesinlikle 'tam kapsamlı' şehvete dayalı- bir iş ilişkisi gelişiyor. Zamanla iş ilişkisinden daha başka bir şeye dönüştüğü doğru olsa da ilk adımlar tamamen buna dayalı. 
    Bir yandan Leila Vlad'a düşmanlarını bulmasında yardımcı olurken bir yandan da Vlad Leila'ya güçlerini nasıl silah olarak kullanabileceğini gösteriyor. Geçmişiyle yüzleşmesinde teşvik edici bir rol oynuyor. 
   Ancak geçmişiyle yüzleşmesi gereken tek kişi Leila değil,Vlad'ın uzın zaman önce yok ettiğini sandığı düşmanı yeniden yükseliyor ve geçmişi de kendisiyle beraber getiriyor. Ölümcül düşmanlar,beklenmedik ihanetler ve entrikalardan oluşan bir ağın içine dolanmış bir serüven kitap boyunca son sürat ilerliyor. 
   Nefesinizi tutarak okuyacağınız,bitirmeden de elinizden bırakmayacağınız bir kitap,sizi temin ederim. Kitaptaki tek sorun,esas karakterin -ya da yazarın,bilemiyorum- Türklere inanılmaz bir nefret duyması.  Yani,her kitabın bir kötü karakterinin olması gerektiğinin ve yazarın da yarihe dayanarak kurgusunu oluşturduğunun farkındayım ancak sanırım milliyetçi yanım biraz kendini ortaya serdi okurken. Kendime takılmamak gerektiğini söylüyorum, sonuçta başka bir ülke aynı şekilde yazıldığında zorlanmadan okuyabiliyorsak,tarafsız yargılayabilmek adına bunu da rahatça okumamız lazım,değil mi?
   Yine de,harika bir kitaptı. Türkiye'de bulamayınca devamını yurt dışından getirtmek durumunda kaldım ama pişman olduğumu söyleyemem. Okumanızı tavsiye ederim. Bir dahaki görüşmemize kadar kendinize iyi bakın arkadaşlar...

9 Aralık 2016 Cuma

Touched-Caress of Fate- Elisa S. Amore / Touched Saga


   Hey there guys! How are you doing? I am feeling incredibly cold right now,it is freezing tonight. 😨 I wish it was summer again... 
   Allright, let's check our book, huh? I don't have the paper copy yet so i couldn't take a picture. 😕 But still, we can write a post about it, right? 😃 Okay, Touched is a little bit different from its kind. I can say that Touched is unique in some ways. For example, our angel of death - happens to be our guy, Evan, by the way 😃- is not exactly an angel.
   Yup, you read right.  He and his colleagues are descendants of Eve. They are helping angels to have a chance to be forgiven. Interesting, huh? 😏 They are immortal, strong and destined (or cursed) to be unseen by mortal for all eternity. They are arranging humans' death and help them to move on to their afterlife. 
   Evan is one of them. He is living with his brothers;  Drake, douche one, and Simon, good one. And there is Ginevra, she has chosen to be with them but actually she is a witch. 
   Also, Evan is the one who is going to kill Gemma. The girl and only human who can see him even when she is not supposed to. 
   Gemma is a silent girl. She likes to be alone in the silence. Left alone with her books. She is a total bookworm but actually, it is getting a little bit too much lately. She is kinda forgetting where she is or who is tryna talk to her etc. She has a best friend, Peter. But he has a huge crush on her. However, we can't see him at the book too much. But let me tell you, he is absolutely not happy to meet Evan. Or Gemma meeting him or Gemma liking him. I think you get the picture, right?  😃 
   Okay, Gemma and Peter going to their favorite spot. And Gemma feels like she is being watched. Chasing her dog into the woods and bam! She sees Evan. At first Evan is looking natural but then he is realising that Gemma can see him and of course, he is shocked. 
   After that incident he is getting more and more obsessed about Gemma, try to figure out how and why she can see her. Why his magic is not working on her. 
   By the time, Gemma is developing some sort of crush on him, too. But the incidents, deaths to be exact, making her a little suspicious. Making Peter suspicious, actually. Gemma kind of refuses to see. Evan and his friends are surrounded by death and Peter is using this information as a weapon against them. 
   Gemma and Evan are falling into each other every passing second. And at the end of it Evan is refusing to kill and take her soul. Even if he can't tell all the truth to Gemma, he is giving qiete bit of information to her.
   But it's not all. Gemma's soul has to be taken and other descendants are coming after her. Making Gemma, Evan and his family a target. 
   No matter how hard they try to protect her,untold truth will be much more deceiving. Newcomer will hunt Gemma down with that one single untold piece of information. Things will get dangerous and twisted, filled with old revenge...
   Touched is a good book. You can curl up and read it on your sofa on a rainy day. You can feel the ambience. 😃 
   See you soon, hopefully. 😙😙

8 Aralık 2016 Perşembe

GURUR VE ÖNYARGI (JANE AUSTEN)

Selam  arkadaşlar ben calypso:-)
Bu haftaki paylaşımım çok çok sevdiğim bir kitap olacak. Açıkçası klâsik kitap tutkumun başlangıcı olan kitap diyebilirim . Bu paylaşım için normalden daha fazla özenmek istedim umarım bunu becerebilirim . (Son olarak küçük iki not  :
Öncelikle bu kitabı güncel dizilerden birinde sıkça bahsedildiği için okumadım en 7 kez olmak kaydıyla lise 1.sınıfta okudum. Son olarak ta kitap bir çok kez sinemaya uyarlandı size bu filmlerden bir kaç küçük kare göstermek istedim vr filmleride izlemenizi tavsiye ederim .)

Evet gelelim kitabımıza ,kitabımız GURUR VE ÖNYARGI başlıkta da gördüğünüz gibi




Ana karakterlerimiz Elizabeth BENNET ve Fitzwilliam DARCY

Herşey darcy 'nin en yakın arkadaşı bingley 'nin elizabeth ve ailesinin yaşadığı taşraya taşınınca başladı .Darcy elizabethve ailesiyle bir baloda tanıştı . Ailesinin sığ ve görgüsüz tavırlarının yanısıra annesinin bitmek bilmeyen iltifatlarını alan darcy bu ailenin bayağı bir aile olduğunu kızları ne kadar güzel olursa olsun asla bir hanımefendi gibi olamayacaklarını düşündü.
En yakın arkadaşı bingley o baloda elizabeth'in ablası ve civarın en güzel kızıyla defalarca dans edince,Darcy arkadaşını uyarmayı aklına not etti. Danstan sonra Darcy'nin yanına gelen Bingley elzabeth'in de çok hoş bir hanım olduğunu neden onunla dans etmediğini sordu ve Darcy elizabeth'in sıradan bir güzeliği olduğu yanısıra hanımefendi olacak nitelik ve gururu olmadığını söyledi, bu sözleri duyan elizabeth geldiği andan beri kibirli ve kendini beğenmiş olduğunu düşündüğü beyefendi hakkında hiçte yanılmadığını bay Darcy 'nin tam bir kibir abidesi olduğuna emin oldu.

Darcy ülkenin sayılı arazilerinden birine sahip olan kültürlü,soylu ve zengin bir adamken elizabeth orta halli ,görgüsü az,taşrada yaşayan ve kalabalık bir aileden gelmektedir. Buna rağmen elizabeth okumayı seven annesine ve -jane hariç- kız kardeşlerine rağmen görgülü ve gururlu bir kızdır.
Birbirlerine karşı önyargıları olan bu ikilinin arası bir zaman sonra kasabaya gelen ordu içinde görev alan bir subay nedeniyle iyice açılır. bu davetsiz misafir Darcy hakkında neler biliyor?
Darcy ve elizabeth arasındaki olaylar nasıl çözülecek?
zamanla aralarındaki aşk ve tutkunun ortaya çıkacağı ikiliden hangisi aşk'ı hangisi gurur'u tercih edecek ?

Bunun gibi binlerce sorunun cevabı bu iki inatçı keçinin yer aldığı kitapta okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum bu dönemin bile en güzel aşk örneklerinden olan bu kitabı yıllar yıllar önce kaleme alan jane austen'a binlerce kez teşekkür ederim bu güzel kitabı bizlere sunduğu için .

Evet düşündüğümden kısa oldu ama gerçekten hiç spoiler vermek istemedim olay gurur yaptılar ,sonra itiraf ettiler mutlu son gibi olmadığı ve  arada bir sürü olay geçtiği için okumanızı bir kez daha tavsiye ederim emin olun pişman olmazsınız.

Bir dahaki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
Keyifli okumalar ...







5 Aralık 2016 Pazartesi

Pabucumun Ajanı-1-2 / Asude

    Selam gençler,nasılsınız görüşmeyeli? 😊 Türkçe bir paylaşım yapmayalı bayağı oluyor sanırım,bunun için özür dilerim. Bunun nedeninin temel olarak okumaya ara vermek zorunda kaldığımı,okuma fırsatı bulduğum az sayıdaki kitabın da genel olarak İngilizce olduğunu söyleyebilirim. 
   Pekâlâ,bugün bloga ilk defa kendi çektiğim bir fotoğrafı yükledim. Instagram'da kullanıyordum ama buraya hiç koymamıştım,yorumlarınızı bekliyorum. 😊 Ayrıca ilk defa bir blog yazısında iki kitabın birden tanıtımını yapacağım çünkü üzülerek söylemek zorundayım ki iki kitaplık bu seride ayrı ayrı yazı yayınlayacak kadar dolgun bir konu ya da içerik yok. Bir daha böyle bir şeyi yapmayı planlamıyorum,merak etmeyin...
   Konuya geçecek olursak;elimizde bir genç kızımız var,adı Deniz. Kendisi işsizlikten ve genel olarak sistemden bıkmış,son yaşadığı talihsizlikle de çileden çıkıp akıl kârı olmayan bir şeye girişmiştir. İş başvurusu yapacağı şirkete geç kalan ve akabinde onu arayacaklarını söyleyen son bir cevap daha aldıktan sonra Deniz,bulduğu ilk internet kafeye dalıp özgeçmişini normal bir günde cesaret edip ağzına bile alamayacağı hakaretlerle dolduruyor ve o pespaye haliyle gördüğü ilk büyük şirketin kapısından giriyor. Bir araya getirilmiş ve üzerine düşünülmemiş birden fazla yalanın da yardımıyla - ve kesinlikle şirket yöneticisinin yakıp kavuran öfkesiyle 😉- işe,kesinlikle beklemediği bir şekilde, kabul ediliyor.
   Olayı az çok anladık,şimdi bir de esas karakterlerimize göz atalım bakalım. Deniz;fazlasıyla sakar,inanılmaz geveze ve daha da kötüsü nerede susmasını bilmeyen,hayatıyla ne yapacağı hakkında bir bilgisi olmayan yirmili yaşlarında genç bir bayan. Tuna ise genç yaşına rağmen şirkette inanılmaz yüksek bir yere ulaşmış,kariyerinin altın yıllarını altını bile sönük gösterecek bir şaşaaya taşımış,zeki,fazlasıyla sert ve - tahmin edin bakalım 😒 - aşırı derecede maço bir adam. Düzensizliğe,beceriksizliğe ve ya hak edilmeden istenen yerlere ( Deniz'e karşı olan tavrını anlayın diye söylüyorum ) hiç bir şekilde tahammülü yok. Ancak Deniz'in adını vererek girdiği Ahmet Bey'e ders olsun da bir defa daha böyle bir şey istemesin diye Deniz'i kabul ediyor. Hem de özgeçmişi okumadan.
    Sonrasında olanlarsa az çok tahmin edilebilir,Deniz özgeçmişi almaya çalışsa da kesinlikle ve tamamen başarısızlığa uğruyor. Tuna sonunda özgeçmişi okuduğunda ise bir dakika bile geçirmeden onu kapının önüne koyuyor doğal olarak. Amcak iş burada bitmiyor.Deniz birkaç gün sonra eşyalarını almaya gittiğinde ayrılırken yine Denizliğini konuşturuyor ve asansörde yanlış kat düğmesine basıyor. Garaj katında Tuna'yı vurmak üzere olan bir adama karşı uyarıyor ve ikisi de son anda paçayı sıyırıyor. Temel bir sorun var,tetikçinin yüzünü sadece Deniz görmüş durumda ve tahmin edileceği gibi bu Tuna ile Deniz'i daha ayrılmadan yeniden aynı denklemin içine atıyor. 
   İlk kitapta kayda değer tek olay bu diyebilirim. Geri kalanı daha çok Deniz'in Tuna'yı sinir etmesi,ona neredeyse kelimenin tam anlamıyla ağzının sularını akıtarak bakması ve onun gibi olaylarla dolu.
   İkinci kitaptaysa serinin adını almasına sebep olan olaylar kendini gösteriyor. Bizim sarsak Deniz'imiz şirkete kabul sözleşmelerini imzalarken neye iza attığına - doğal olarak - bakmayıp hiç tanımadığı birinin eline kendi imzasının bulunduğu boş bir kağıt gibi bir koz veriyor. Aynı arkadaşlar Deniz'in kapısına dayanarak,ondan şirkette kendileri adına ajanlık yapmasını istiyorlar. 
   Kavgalar dövüşler cilveleşmelerle geçen belli bir sürenin sonunda Deniz bunu yapamayacağını söyleyince işler sarpa sarıyor tâbi.  Ve Deniz'in berbat oyunculuk becerileriyle bir şeyler olduğunu anlayan Tuna,ne olduğunu bulmak için harekete geçip fazlasıyla yanlış gerçeklerle yüz yüze geliyor. 
   Sonra ne geldiğini tahmin edebilirsiniz sanırım. Tuna yeniden,bu defa çok daha berbat bir şekilde,Deniz'i kapının önüne koyuyor, gerçek anlamda. 
   Size mutlu sonun nasıl geldiğini de anlatmak isterdim ama şu an bile yeterince açık vermiş durumdayım,orasını size bırakdam daha doğru olur sanırım. 😃 Kitapla ilgili çok büyük iki sorunum olduğunu söyleyebilirim. İlki Deniz'in, Tuna'ya içeriye bakmadan sadece dış görünüşe bakarak vuruluyor olması. Ve her seferinde de bunu okuyucunun gözüne sokmayı ihmal etmiyor. Yanlış bir yönlendirmenin özellikle de okuyucu kitlesi olan genç arkadaşlar üzerinde kötü bir etki bırakma ihtimali olduğuna inanıyorum. 
   Bir diğer sorunsa çok yüzsüz olması,gurunu inatla hiçe sayan,karşılaştığım az sayıdaki karakterlerden birisi. Tuna'nın söylediği onca hakarete, birden fazla kez evden gerçekten onur kırıcı bir biçimde atılmasına rağmen bunları silip silip yeniden onun kollarına dönüyor. Aşkta gurur olmaz lafını pek çok kez duymuş biriyim ve bir yere kadar ben de buna katılırım ancak bu seviye Pabucumun Ajanı'nda inanılmaz derecede fazla. 
   İçindeki yer yer eğlenceli diyaloglar sayesinde okuması zevkli bir kitap olsa da para verdiğime üzüldüğüm tek seri diyebilirim. Eğer siz okuduysanız umarım benden daha fazla tat almışsınızdır. 
   Bir sonraki paylaşıma kadar hoşçakalın şekerler,kitapların size sunduğu dünyaların keyfini çıkarın. 😙😙


2 Aralık 2016 Cuma

The Dream Thieves-Maggie Stiefvater / Raven Cycle-2

   Hey guys! I have missed you... 😃 Have are you doing lately? I am kinda in a good mood last two days,don't ask why because i don't know 😃 
   I was also in a reading frenzy... I read a story on Wattpad and i have to tell you; it was terrible!! 😵 I had an incredible urge to read something better just to have the taste of a good book. 😕 So i started to read Raven Boys again. You know, the first book of this series. I finished it in three hours and then i started to The Dream Thieves.And then the third one but I am not gonna talk about it right now. 
   Okay, i am hoping that you read the first book. After Adam's sacrifice things are changing. To bad but also to good. In The Dream Thieves we are getting to know Ronan more. And we are witnessing the changes that Adam's going through. But i can say that we see Ronan much more than anyone else. We are discovering what actually Ronan is. Basically, the sequel's name is coming from Ronan's identity. 
   New enemies are arising. But maybe not all of them are enemies, who knows, right? 😉 Maybe some of them can teach something to our boys before they leave. Or maybe some of them can be our friends as well... I will leave it to you to find out. 
   There is not much to talk or write about The Dream Thieves really. Because even though things are going on, the process is slow. I can tell you that and it makes the book hard to read. But still, i think i won't complain too much. 😃 
   I'm gonna tell you one last thing, though. The thing-the relationship between Blue ( or Jane 😃 ) and Adam is kind of fading away, as expected, of course. 
   The Dream Thieves is a good book to read if you are a patient reader. If you are not, well then... You can still read it but not expect too much adrenaline. 😃 
  Until my next post, take care of  yourselves and have nice time with your current bookworld... 😙😙

30 Kasım 2016 Çarşamba

SON SÖZ AŞKIN (JULİA QUİNN)

Merhabalar sevgili okurlarım  :-)
Biliyorum biliyorum hepiniz bana çok kızgınsınız açıkçası haklısınız sonuna kadar hakkettim. Şu yüzden bu yüzden kısmına gelirsek önceleri tembelliğimden sonraları ağır şartlar altında çalışan bir öğrenci olarak vizelerim nedeniyle yazamadım,üzgünüm...
Uzun aradan sonra açılışı çok güzel  klâsik bir kitapla yapmak isterdim ama kısmet yıllar yıllar önce henüz ergen iken okuduğum bir kitapmış. Laf arasında karşıma çıktı ki şu an nasıl bir psikoloji ile o kitabı okuduğumu bilmiyorum arada oluyormuş demekki ...

Bakmayın böyle dediğime romantizme ve masallara tutkun birinin kesinlikle bakacağına eminim zira benedict ve kardeşleri aklıma geldikçe "ahh ahh ne vardı şu sophie'nin yerinde olsaydım" diyorum yani :-P


Kitabımız: SON SÖZ AŞKIN

Tam bir külkedisi masalı olan kitabımız bridgerton serisinde yer alan romantizm ağırlıklı bir kitaptır.
Ana karakterlerden olan sophie babası soylu olan ama üvey anne eline kalan masum bir güzeldir.
Bir gün eve bir davetiye gelir jet sosyeteden olan bridgerton ailesinin balo davetiyesi ...
Baloya gitmeyi çok ister ama ben bilin bakalım nolur ?  
ahh.. doğru tahmin üvey anne evinde hizmetçi olarak kullandığı kızın gelmesine izin vermez .kızımızda gizlice hazırlanıp gider tabi maskeli balo olduğu için üvey anne tanımaz birde nerden bilsin  o pespaye kızın bu kadar güzel olacağını değil mi ? 

Gelelim canım benedict 'ime yakışıklı ,çapkın ,asil benedict o gece baloda gördüğü,dans ettiği ve aklından çıkmayan güzelliği unutmak için çabalar ve tabiki başaramaz .
Sophieyle karşılaşmaları dansları konuşmaları ve kaderin onları hiç olmayacak yerde bir araya getirmesiyle yaşanan olaylar her ne kadar masaldan alıntı gözüksede bir masalda bu kadar olay olamaz dedirten cinste bir kitap...
Julia quinn 'e selamlar 
Bir dahaki yayında görüşmek üzere keyifli okumalar  :-)

11 Kasım 2016 Cuma

In The Eye Of The Storm-Robert Thier / Storm And Silence Sequel

   Hey guys! It's been a very long time,how are you doing? I am madly sick-again 😵 Every single bone in my body is aching and i feel like a seventy year old lady. 😩 And like it is not enough already my exams are starting next week,hope i won't die on one of those papers. 😂 
   Okay,i have been thinking and thinking about which book i am going to post today and i decided to continue the last book i have posted. So i brought the sequel of The Storm and Silence. And i am telling you,Rob Thier just created another masterpiece. And this one a lot hotter than the first book. 😉 We are sseing Mr. Ambrose on action. 😃 
  Okay,remember i told you that i had sworn to the author a little-okay a lot 😃 Those were in vain because ( surprise, surprise!) our beloved stone man survived... 😃 This is how the In The Eye Of The Storm started. But this time,they are going on a trip... to Egypt! And my,my... when i tell you that you must read the book,take my words for it. 😃 But it is not only Mr Ambrose and Lilly who is in Egypt. We will see my most favorite captain here,too. 😍 Yes,dear Captain Carter. 
   Of course, our bad guy is Lord Dalgliesh. He is doing some nasty things. Like robbing the Mr Ambrose's carriages and murdering anyone and everyone in that convoy. And our little crew is going to Egypt to solve this problem. But... as always Mr Ambrose has a plan which he didn't inform Lilly. Damn,it is really hard to decide whether i should tell you or not. 😃 I mean,i want you to be surprised when you read the book but this is also the most juicy and the most entertaining part... 😃 and hot,the hottest part. 😏 
   Okay,here we go... Lilly is going to pretend to be a woman,i mean you got what i meant,right? But there is more; she is going to be Mrs. Ambrose!! Yes,you read right.  Mr Ambrose wants her to acts like his wife so this way it will cause much less attention to them. Or so he says. 😉 There are lots of kissing and touching and nicknames 😃 They were this close to do... you know... 😃😃 Man,even i am frustrated. 
   But the whole story is not just about that,it is -again- full of action, danger and all. They are chasing bandits over the desert and then killing them.Very funny trip actually. And dangerous,of course. 😃 
  I really want to write more but if i do,i would ruin the joy of reading.  So,i have to stop unfortunately. By the way; the situation Lilly had with her aunt at the back of the trip in the Storm And Silence... Yeah,i will leave that to you to figure out. 😃😃 Enjoy your books! 😘


   

5 Ekim 2016 Çarşamba

SENDEN ÖNCE BEN (JOJO MAYES )

Selam arkadaşlar ben calypso :-)

Bayağı uzun bir aradan sonra sizlerleyim. Kusuruma bakmayın bu aralar çok yoğun geçiyor , bu nedenle biraz ara verdim.

Aslında bugün paylaşmak üzere hazırladığım klâsik ,güncel ve edebi kitaplar vardı fakat demin bitirdiğim bir kitap tüm fikrimi değiştirdi ve hemen yayın yapmak istedim.

Kitap aptal bir aşk romanı olarak değerlendirilebilir ama bence çok güzeldi.
Açıkçası uzun zamandan sonra ilk kez bir aşk romanı okurken etkilendim ve ilk kez biraz daha duygu yüklü bir son  yazılmış olsa sinir sisteminin son raddesine gelmiş olan beni hüngür hüngür ağlatabileceğini farkettim.
Kitabımız ;SENDEN ÖNCE BEN

Aslında kitabın konusu hakkında hiç bir fikri olmayan bir insan için adını okuyunca bencil bir isim olduğu söylenebilir ki karakterlerimizin hamurunda az çok bencillik var.
Kitabı okurken hissettiklerim gerçekten garipti. Sonunu iple çektiğim nadir kitaplardan biri ve ne olduğunu anlamadığım bir son.

Filmi yapılmış olan bu kitabı düşününce henüz filmini izlemediğim için yapabileceğim tek yorum umarım kitabı rezil etmeden yapabilmişlerdir. Biraz sert ve kaba bir düşünce gibi gelebilir ama açıkçası kitapların film olması taraftarı değilim . Herneyse bir ara uzun uzadıya bu konu hakkında fikirlerimi yazarım.

Konusuna gelecek olursak  önceleri hareketli ,mükkemel,başarılı ve sağlıklı yaşayan genç yakışıklı çoğunlukla çatlak olan will 'in evden toplantı için çıktığı bir gün hayatını baştan sona değiştirir.

Bir motosiklet kazası ve ömür boyu sandalyeye mahkum olmak.
Will için bunları yaşamak kolay değildi.
Kazadan sonra tam bir yıl boyunca iyileşmek için bekledi ama iyileşmedi ve hiç bir zaman iyileşemeyecek ...
 Daha sonra bir karar aldı ve ailesini bu fikre ikna etmek çok zor oldu.
Will'in aldığı karardan sonra eve onun yardımcısı olması için (çoğunlukla moralinin yüksek olması için) bir kız işe alındı.
Absürt kıyafetler giyen neşeli tüm hayatı ailesi,yaşadığı küçük kasaba ve 7 yıllık erkek arkadaşı olan lou.
Lou için kabul etmesi zor ama yapmak zorunda olduğu bir işti.
Başlarda inanılmaz sıkıcı olsada patronunun annesinin ve kızkardeşinin yaptığı konuşmayı duyduktan sonra tüm hayatını bu işe adadı .
Will için verdiği uğraşlar ve paylaştığı sohbetlerden sonra tek istediğinin Will olduğunu farketti onunla aynı duygular içinde olan will ise ne kadar istesede ona karşılık vermeyeceğini söyledi zira aldığı bir karar var ve lou onun için hayatını mahvedemezdi.

Aldığı kararın ne olduğunu açıklasam mı diye çok düşündüm ama bu kitabın ana süprizi o olduğu için açıklamamaya karar verdim. Sadece küçük bir ipucu verebilirim isviçre desem ve artık olmadığı bir insana dönüştüğünü düşünen bir adam desem belki biraz yakalarsınız .

Will umutsuz bir arkadaş, lou ise onu normal hayata katmak için tonla faaliyet yapıp sevdiği insanı hayata döndürmek isteyen bir kadın bakalım başarabilecek mi ?
Bunun devamı olan SENDEN SONRA BEN kitabına az sonra başlayacağım çünkü meraktan ölüyorum .
Size coook tavsiye ederim en azından güzel bir aşk romanı.

Keyifli okumalar :-) bir daha ki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın :-)




23 Eylül 2016 Cuma

Storm And Silence-Rob Thier

   
   Hey guys,how are you? It has been heck of a month for me! 😃 Some of yours' school opened but i have still two beautiful days before starting to marathon again... I hope you guys are enjoying your new semester so far. 😊 
   Okay,let's have a look the book,then. 😃 I don't know if you ever heard of Storm and Silence before but i can tell you that i haven't. 😃 Not until i find it on Wattpad. I can't read books for over a month and somehow if i do,i read it on Wattpad. This was partially why i couldn't post anything last month. But when i had found out that this book is not just a story on Wattpad, but it also has paper copies, i said to myself 'that's it! Im going to write something about this book...' And here we are 😃
   At first i thought Storm and Silence is one of those books about macho boss and a secretary. I was right. But also not. 😃 This story is about a chauvinist boss and a 'female' secretary in 19th century. Yes,you read it right. 😃 I can genuinely tell you that this is not an ordinary book. No,it is really funny,full of action, unexpected and well written book... 
   We have a Lillian/Lilly Linton here. (Or Victor,pick the one you like 😃) A feminist. Yes really a feminist at those era,a fiery one. 😃 She thinks that men and women should be equals,in every possible way. Working,voting,especially being free. So she decides to steal her uncle's suit and go to use a vote. Doesn't matter she is not allowed. 😃 But right before entering the building, she hears something and decides to interfere. And that earns her a job! But in a man's suit,don't forget that tiny little fact. Then she goes in,gets caught and she passes right in front of her soon to be employer. Of course he did understand that guy is a she,actually. 😃 After two days of thinking,she decides to go and take her chance anyway. 
   And this brings us to her employer; Mr Rikkard Ambrose. Very impressive name,i think. 😍 He is a stone cold,incredibly hard,SO very silent and a very strict man. Now please take a moment to imagine. Do you think this man,Mr. Rikkard Ambrose, would give a woman chance to work for him while no one else does? Of course not. So when she comes to his office,he refuses her immediately. But Lilly is not an easy one. She is cornering him with some accusations that very hard to swallow for Mr Ambrose. 
   So he gives in,finally. But with one tiny miny... Of course not tiny,with a very important and huge condition: She will dress like a man. Trousers and tailcoats, i mean. Not woman dresses anymore. He thinks this condition is going to scare her off-scare enough not to come back. But,man... He is so very wrong, this is Lilly we are talking about here. 😃 She comes back in men's clothes and starts working for a very stunned and equally annoyed Mr Ambrose. 
   After that,so many things are happening. I can't really choose what to say because everything is connected to each other very much and i don't want to ruin that excitement when you are reading. But if i have to mention it shortly,things are not the way you expect them to be. You will be surprised very much,i mean Lilly/Victor did. 😃 Our beloved Mr Ambrose is not just a manager of a company. He is 'the' manager,he manages everything. He plays in every ground. And not in a very legal way 😎 
   As you can imagine, Lilly gets involved in all these things, too. But the thing is,she is not scared of,not at all. She is kind of a modern day woman. Her spirit belongs to this era. 😃 
   At the end of the book,i swore to the author,to be honest. But in my defense,i didn't know there was a sequel and i thought he just simply kiiled Mr Ambrose. Okay i gave you a little teaser,i know. But still,there is no way,you will be able to know what happened until that point. So it not much big of a teaser,i guess. 😅 
   So now,i can say that i am sorry to swore him that much just for nothing. 😃 And i can also say that you have to read Storm and Silence and know those fascinating characters. You will like it and you will enjoy it, i can assure you... 
   Take care of yourselves.  😊😊

2 Eylül 2016 Cuma

Raven Boys-Maggie Stiefvater/ Raven Cycle-1

 
           'If you kiss your true love,
        he will die' 

   Hey guys,how are you feeling today? I am terribly sick. 😵 I don't know how i did it but i managed to catch cold at the hottest days of the year. 😕 I hope you are netter than i am...
   I finished Raven Boys today and i did it just because i wanted to post it here as soon as possible. When i was buying it,i didn't know anything about the book. I just saw it at the hands of nearly all bookstagrams i am following. And the cover is good,the sentence written on the cover is also very interesting. 😃 As you see,i bought Raven Boys just because of curiosity. But i am not disappointed. Not really. I was expecting something slightly different,though. 😃 
   Whatever,this is about a bunch of high school boys who is looking for an ancient king to wake him up. And a girl named Blue -or Jane,you'll understand when you read the book 😃- who lives her psychic mom and her also psychic friends. Their predictions are not certain,but still true.
   Everything begins at the day when Blue and her new-in-town aunt Neeve went to the ruins of an old church. To learn to the names who are goona die in twelve months. Possibly. Not certainly. By the way,i forgot to tell you that Blue has no psychic powers except than strengthening the energy around her. So she is going to the church just because of that. And write the names that her aunt has learned. 
   But for the first time,she sees an aura. When she asks her aunt why,she says there are only two reasons for that. Either this guy is her true love or she is the one who is gonna kill him. And she decides to warn him. But there is a problem,she doesn't know anything about him but his name. 
   By the way,there is something else going on out of their sight. Our boy, Gansey, is -the boy who is looking for the leyline- recording a conversation between his aura and Blue. But of course he has no idea what he is recording and he also could record only half of the conversation. 
   In some ways,very strange ways,their path is crossing. Gansey has three friends who help him in his research. Noah -he kinda my favorite 😃- Ronan and Adam. Each one of them have their own struggles in their life. 
   There are a lot of things going on and neither Blue nor the guys have any idea what these are. I will give you one. Boys' teacher, Mr Whelk knows everything about this research and he wants it all. 
   Blue sees something that she shouldn't see. And there is also a strange match in the book. I think everyone kind of figured out that Blue's true love is Gansey. But it is not happening at the first book. At some points,i really wanted to punch Blue in her face. 😆 But for Gansey,he is feeling something, thank goodness. 😃 
   Book ended good and the moment i finshed the book,i ordered the rest of the cycle. But it didn't begin very good,to be honest. I was kinda bored at first hundred pages. Then it progressed. 
   Still,it is a book you can read with joy. Raven Boys is unique on its own way. Have fun! 😊
   

31 Ağustos 2016 Çarşamba

YAPRAK DÖKÜMÜ (REŞAT NURİ GÜNTEKİN)

Selam arkadaşlar ben calypso :-)

Geçen hafta paylaşım yapamadığım için hepinizden çok özür dilerim ...
Verdiğimiz bu aradan sonra aslında sizlere daha güncel bir roman getirmek istemiştim ama yine bir klâsik aşkına yenik düştüm ve işte karşınızda türk edebiyatının en ünlü eserlerinden yaprak dökümü

 (her ne kadar bu kadar ünlü olmasının sebebi adını kopyalamak dışında bir şeyini benzetemedikleri dizi olsa da biz sadece kitap olarak ele alalım :-) )

Yaprak dökümü bir ailenin yavas yavaş çöküşünü anlatır . Koca çınar olan babanın içini kemiren kurtları, hevesleri uğruna herşeyi kaybedip bir bir düşen yaprak olan evlatları ...

Ana karakter  Ali Rıza bey namusli,onurlu,sakin bir insandır. Çalıştığı işyerinden istifa eder nedeni ise hayat felsefesine uymayan ahlaksız davranışlardır. Ali Rıza bey'in istifasını kendi gibi yetiştirdiği oğlu şevkette destekler ama eşi hayriye hanım bundan pek memnun kalmaz tâbi.

Şevket ailenin tek erkek çocuğudur,babasının istifasından kısa süre sonra bir bankada iyi bir maaşla iş bulur ve artık koca çınar olma rolü ona geçmiştir.
Kısa süre sonra ferhunde adında pek te düzgün olmayan hafif meşrep bir kadınla evlenir ve ailenin çöküşü başlar.

Ferhunde eğlenceye düşkün bir kadındır ve zamanla evin ortanca kızları olan leyla ve neclayı da kendine benzetir.
Kızların bozulan ahlâklarının yanısıra kurulan sohbet masaları ve harcanılan paralar evin ekonomisini de sıkıntıya sokar.

Evin en büyük kızı olan fikret bu durumdan rahatsız olup dul bir adamla evlenir veee ailenin sonbaharı gelmiş ilk yaprağı da düşmüş olur.

Fikretten sonra Şevket te bankadan aldığı borçlar sebebiyle zor durumda kalır ,borcu ödeyemez ve hapse girer.
Ferhunde de kocasının hapse girmesiyle evi terkeder.
Yapraklar bir bir dökülür...

Otoritenin tekrar babasına geçmesi ile evin kızları sıradan hayatlarına döner ama burda bitmedi tabiiki ...
Necla zengin sandığı bir adamla evlenir,adam araptır ve bu durumla leylaya çok fazla hava atar fakat kocası hakkındaki  gerçekleri sonra öğrenir ,çok pişman olur babasından yardım ister zira kocasının bir kaç karısı daha vardır ve çok varlıklı değildir.
Leyla da zengin bir avukatın metresi olur.

Ali Rıza bey'in ailesi iste böyle dağılır daha bir çok olay olmuştur fakat o kadarı da sürpriz olsun bence :-)

Yaklaşık 5-6 yıl süren türk yapımı dizi sayesinde çok uzun sanılan roman aslında bayağı kısadır. Okumanızı tavsiye ederim .

Bir dahaki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın :-) :-) :-)

29 Ağustos 2016 Pazartesi

Kuzey Masalı-Zeliha Eren

   Merhaba arkadaşlar,sonuna fazlasıyla yaklaştığımız tatiliniz nasıl geçiyor? Benimki son zamanlarda biraz inişli çıkışlı ama olsun,elimde kalanı olabildiğince değerlendirmeye çalışıyorum. 😃 
   Pekâlâ,bugün size Türk yapımı bir kitap getirdim ve şaşırtıcı derecede iyi bir şey yakaladığıma inanıyorum. Hattâ öyle ki,sanırım serinin devam kitaplarını da takip edeceğim. Halkımızın modern edebiyat alanında kendini geliştirdiğini görmek gerçekten çok güzel bir şey. 😊 
   Kuzey Masalı,mizahi bir dille yazılmış bir aşk romanı. Neyse ki kitap vıcık vıcık bir aşkla bulanmamıştı. Şu meşhur aşkların itiraf edildiği noktada hafiften bir artış yaşandı ama tam, eyvah,kitabın devamı bununla gelecek derken... Evet tam bunu düşünürken,atraksiyon yeniden devreye girdi. 😃 
   Haydi kısaca karakterleri tanıyalım. Esas oğlan -öhöm,yani adam demek istedim,yanlışlıkla taş olmayalım şimdi- Kuzey isimli,çok ünlü bir teknoloji şirketinin kurucusu. Ancak sadece bu kadar değil,Kuzey aynı zamanda Bilgi İstihbarat Servisi'nin bir ajanı. Ve tabi ki,fazlasıyla yakışıklı... 😃 Masal ise zekâsı tavan yapmış,doktorasını MIT'de yapan ileri zekâ bir kız olsa da malesef bunu fizik kanunlarına bile meydan okuyabilecek olan sakarlığı yüzünden gösteremeyen,bir altmışlık bir kızıl.
   Birden fazla yan karakterimiz mevcut ama hepsini anlatmaya kalkarsam yazının sonunu göremeyiz gibi geliyor,o yüzden sadece isimlerle yetinmek zorunda kalacağım. 😃 Bir Julie'miz var ,ki kendisi yapay zekâya sahip,fazlasıyla gerçekçi bir robot. Bir mavi gözlü Zack var,Kuzey'in en yakın arkadaşı. Ve bir de Alex var,kendisi düklükten terk,İngiliz asıllı bir ajan...
   Olay Masal'ın kendisiyle aynı uçakta yer alan Kuzey'in başondan aşağı pembe külotlar dökmesiyle başlıyor diyebilirim. Bayağı ilginç,biliyorum. 😃 Masal,Boston'dan Türkiye'ye ailesini ziyaerete geliyor ve bu arada oluyor ne oluyorsa. 
   Ancak olay şu,Masal'ın doktora konusu bir hayli önemli,amcak maselef size tam olarak ne olduğunu söylemem mümkün değil,çünkü okurken bile yüzde yüz oturtamadım. 😃 Kısaca,kendini yenileyen,yapay zekâya sahip bir kilit sistemi diyebilirim.
   Anlatırsam kitabın keyfini kaçıracağım birden fazla olay sonucu bir şekilde,çok tehlikeli ve aynı zamanda absürd olaylar sonucunda, Kuzey ve Masal yeniden bir araya geliyorlar ve Kuzey malesef -bu onun bakış açısı, benim değil- Masal'ı görgü tanığı ve muhtemel kurban olarak BİS merkezine götürüyor. Ve bilin bakalım ne oluyor? Evet,doğru tahmin arkadaşlar,Masal ikinci bir emre kadar Kuzey'in koruması ve gözetimi altında. 😃
   Başta olay her ne kadar bağımsız görünse de,yazar sonunda olayları girift bir şekilde birbirine bağlamayı başarmış. Tam her şeyin açıklığa kavuştuğunu düşündüğünüz anda,yeni bir sürprizle karşılaşıyorsunuz. Ve söylemeden geçemeyeceğim, kitabı okuyup bitirdiğim o birkaç saat içerisinde gülmekten çenem ciddi anlamda ağrıyordu. Abartmıyorum. 😃 
  Mutlaka okuyun arkadaşlar,eğleneceğinizi garanti edebilirim. Bir sonraki yayına kadar kendinize iyi bakın. 😊

18 Ağustos 2016 Perşembe

MADAM BOVARY (GUSTAVE FLAUBERT)


Selam arkadaşlar ben calypso :-)

Yaniii Bugün günlerden klâsikler günü :-)
Umarım hepiniz iyisinizdir.
 Bende bu aralar yoğun bir tempo ile yaşıyorum ve bu nedenle kitaplar konusunda biraz ara vermek zorunda kaldım . Ama bu açığı kapatmak için yıllardır yaptığım birikimler işime yaramıyor desem yalan olur .

Bugün sizlere bol ihtirasli,şehvetli bir kadın getirdim ; MADAM BOVARY 
Madam bovary elinde olan hayattan bir türlü zevk alamayan arayış içinde olan ve bu arayış sonucu hayatını çıkmazlara sokan bir kadını anlatır.


İşin ilginç yanı bizde de çok benzer bir kitap vardır,  tabiiki birebir aynı değildir ama ana fikir kesinlikle aynı tahmin yürütebiliyor musunuz? Cevabı yayınının sonunda vereceğim :-) 

Gelelim kitabımıza ; 
Baş karakterimiz emma rouault (bovary): Emma naif,duygusal,aşktan büyük beklentileri olan,babasıyla yaşayan bir genç kızdır.
Babasının kırık bacağını tedavi etmek amacıyla eve gelen hekimle hayatı değişmeye başlar.

Charles Bovary : aslında pek nitelikli olmayan biridir charles annesinin ısrarları üzerine tıp okur ve doktor olur, daha sonra yine annesinin isteğiyle dul ve zengin bir kadın olan 45 yaşlarındaki dubuc ile evlendirir.
Evlendikten sonra evlilikle ilgili tüm hayalleri yerle bir olan charles evin hâkimiyetini karısı dubuc'a kaptırır,her yönden onu yönlendirmeye çakışan karısı zengin fajat sağlık yönünden çok zayıf biridir ve sürekli hastadır.

Bir gün gecenin bir yarısı eve gelen kırık bacak haberinde bile kocasının gece gece gitmesine izin vermez kocasının doktorluk mesleğini ciddiye almadığını  gösterir  ve sabah gidebileceğini söyler.

Sabah yola çıkan charles, Mr. Rouault 'ın çiftliğine gider.
Tedaviden sonra ısrarlar üzerine emma'nın ikram ettiği yemeği yer.
Sonraki günlerde sık sık bahaneler bularak çiftliğe gelmeye başlar ve emma ile aralarında ufak bir arkadaşlık başlar.

Bu arada zengin karısı tüm parasını dolandırıcı bir muhasebeciye kaptırır, kısa bir süre sonra da ölür.

Doktorun karısının ölümünü haber alan Mr. Rouault onu anladığını kendisinimde karısını kaybettiğini söyler ve onu çiftlik evinde kalmaya davet eder.
Daveti kabul eden charles çiflik evine gider ve emma ile arkadaşlıkları biraz daha ilerler. Kısa bir süre sonrada emma ile evlenir.

Bu arada emma da okuduğu romanlarda ki aşklar gibi aşk yaşamak ister ve bir umut diyerek eve gelen genç, yakışıklı ,hoşsohbet ve artık dul olan charles ona çekici gelmeye başladığı için evliliği kabul eder.
Başta roman gibi aşk yaşamak hevesiyle evlenen emma'nın hevesi balayından sonra geçer ve mutsuzluk silsilesi böyle başlar.

Kocasının tekdüze ve sıkıcı hayatı emma'yı arayışa sürükler. Karısının etrafında ki gösterişli hayattan sıkıldığını bilen charles  hamile karısını üzmemek için o çevreden uzaklaşmaya ve taşınmaya karar verir.

Fakat bunlar emma için yeterli değildir.
Kısa süre sonra  Kocasının sıkıcı işlerine dönmesiyle yapacak birşeyi kalmayan emma o sıralarda tanıştığı  avukat kâtibi leon'dan etkilenir ve onunla aradığı aşkı yaşayabileceğini düşünür.

Fakat leon kesinlikle emma hakkinda böyle düşünmez kısa bir süre sonrada kasabadan ayrılır zaten.

Leon'un gitmesi üzerine eski sıkıcı hayatına devam eden emma bu kez başka birine kapılır, genç çiftçi rodolphe ile ilişki yaşamaya başlar.
Adeta onun metresi olur,bu sırada kocasından iyice soğur .
Zaten sıkıcı bulduğu kocasının bir ameliyat sırasında hata yapması sonucu travma yaşaması  ve evden hiç çıkmamaya başlaması emma'yı iyiden iyiye çileden çıkarır ve sevgilisi ile kaçmak istediğini ona söyler. 
Fakat ciddi bir ilişki düşünmediğini belirten rodolphe bir mektupla ilişkiyi sonlandırır.

  Buna dayanamayan emma kriz geçirir,hastalanır ve aylarca kendine gelemez.
İyileştikten sonra emma kocasıyla operaya gider, orda leon ile karşılaşır ve her gün müzik dersi bahanesiyle onunla görüşmeye başlar ,bu ilişki sonucu başına  bir sürü iş açılır ve bir sürü borcu olur.
Eski sevgilisi rodolphe yalvarır ondan aldığı yanıt sonrası daha fazla bu hayata dayanamaz ve aradığı romanvari  hayatı yaşayamaz.
Bir dükkandan bulduğu  arsenik ile intihar eder.

Kocasıda karısının ölümünden sonra karısının kendisini aslında hiç sevmediğini bilerek ölür. Kızları da büyükannesinin yanına döner.

Aşk, ihtiras ve mutsuzluk kokan bu roman okunması güzel ve etkileyi bir kitaptır. Bir yandan emma'yı suçlarken bir yandan da haklı bulur insan .
Keyifle okumanızı dilerim.

Veda etmeden önce kitabı türk edebiyatında hangi kitaba benzettiğimi söyleyeceğim ve bu kitapla ilgili küçük bir karikatür göstereceğim .
Öncelikle bir çok ayrıntısı değişik  olmakla  birlikte ihtiras, aşk arayışı,şehvetli kadın ve yasak ilişki denilince akla hangi kitap gelir ?
Tabiî ki AŞK-I MEMNU :-)

Bir dahaki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın :-) :-)

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Locke Lamora'nın Yalanları-Scott Lynch / Centilmen Piç-1

   Merhaba arkadaşlar, ben Charmzura. Geçtiğimiz hafta hiç paylaşım yapamadım ama bu hafta küçük bir duyuruyla beraber buradayım 😊 
   Önce duyuruyu yapayım,sonra da yoruma geçeceğim. Biliyorsunuz normalde pazartesileri Türkçe kitap yorumu yaparken,cuma günleri başka bir kitabın İngilizce yorumunu yapıyorum. Bundan sonra bu iki günde aynı kitabın yorumunu yapmayı planlıyorum. Pazartesi Türkçe,cuma İngilizce. Eğer yorumunu yaptığım kitabın İngilizce basımı yoksa o hafta Türkçe basımı olmayan bir kitap paylaşacağım ve ya eski Türkçe paylaşımlardan çevirme yapacağım. Eğer herhangi bir götüş belirtmek isterseniz,lütfen çekinmeyin. 😊
   Pekâlâ, Locke Lamora'ya geri dönüyoruz. Benim için okuması gerçekten zor bir kitap oldu. Kitabın kurgusu,anlatım tarzı,içinde barındırdığı karakterler vs. çok güzeldi ancak neden bilemiyorum, bir türlü okuyamadım. Normalde bu kalınlıkta bir kitabı maksimum iki günde bitirirken Locke Lamora'nın Yalanları elimde üç haftadan fazla süründü,siz düşünün. Hani böyle ne olursa olsun bir türlü sizi avucuna almayı beceremeyen kitaplar çıkar ya karşınıza,işte bu kitap benim için öyleydi malesef...
   Ancak dediğim gibi,konu çok güzel. Esas karakterimiz doğal olarak Locke Lamora 😃 Kendisi fazlasıyla becerikli,dümen çevirmeye inanılmaz meraklı ve bu konuda da becerikli olan bir hırsız... 😃 Hatta yaşı büyüdüğünde kendisi tescilli bir dolandırıcılık çetesinin lideri oluyor : Centilmen Piçler. İsimleri cidden havalı 😎 Çetesinin kendisinden başka dört üyesi mevcut; Calo ve Galdo Sanza -ikiz oluyorlar- Jean Tannen ve Böcek lakaplı ufak bir çocuk.
   Lynch bize İtalya'ya fazlasıyla benzeyen farklı bir dünya yaratmış. Centilmen Piçler'imizin yaşadığı şehrin adı Camorr. Ve Dük'ün adamları için Lamora'nın tek bir adı var, Camorr'un Belası 😃 
   Lamora'nın yaşadığı şehirde insanlar ikiye ayrılıyor, sıradan insanlar ve Dürüst Vatandaşlar. Bahsedilen bu dürüst vatandaşlar aslında hırsızlar,yankesiciler ve dolandırıcılar oluyor. Ve onlar şehrin düküne değil çetelerin hepsini yöneten kişi olan Capa Barsavi'ye hesap veriyorlar. Locke de onlardan birisi ancak Capa dahil herkes onu ve çetesini küçük hırsızlıklar yapan küçük bir grup sanıyorlar. Ah ne kadar da yanılıyorlar... 😃 
   Ben kitabın genel olarak bu seyirde devam edeceğini düşünmüştüm. Hatta kendi kendime 'İyi ama yeterli değil' diye yorum bile yapmıştım ki,işler ilginçleşmeye başladı. İşin içine çok yüksek,çok karanlık hırsları olan bir Gri Kral girdi. Centilmen Piçler'in ensesine nefesini vermeye başlayan kolluk kuvvetleri girdi. Ve Lynch her dönemeçte beni şaşırtmayı kesinlikle becerdi. 😃 Başlangıca yakın bir bölümde tamam artık yakalandı dedim ve orada okumaya ara verdim. Sonunda devam ettiğimdeyse aslınds ne kadar yanıldığımı ve Lamora'yı ne kadar hafife aldığımı gördüm...
   İkinci kitaba çok yakın zamanda başlamayı planlıyorum arkadaşlar,tabi elimdeki diğer kitapları bitirir bitirmez. 😃 Kesinlikle okumanız gereken,harika bir kitap... Cumaya kadar kendinize cici bakın 😙

11 Ağustos 2016 Perşembe

ÇALIKUŞU (REŞAT NURİ GÜNTEKİN)


Selam arkadaşlar ben calypso :-)
Nasılsınız? Umarım benim gibi  sıcak yüzünden isyanlarda değilsinizdir.

Size bugün çoook uzun zaman önce en az 4 defa okuduğum bir kitabı getirdim . Türk edebiyatının nadide eserlerinden "ÇALIKUŞU "

Döneminin romanları arasında bence en güzeli ve  günümüz dizileri ve güncel romanlarının da başlıca esin kaynaklarından biridir.
Hem geçmiş yıllarda hemde yakın bir tarihte dizisi bile yapılmış bir kitap.
Ve yine dönem romanlarına göre yalın bir dille yazılmış olduğu için okurken sıkılmayacağınızı düşünüyorum.

Bugün lafı çok uzatmak istemiyorum ve kitabımıza geçiyorum.

Baş karakterimiz :feride namı diğer çalıkuşu :-)
Yerinde duramayan,hınzır,zeki,sevecen bir kız ama aynı zamanda o dönemin kız çocuklarının aksi olan biridir,bu kitapta çocukluktan talihsiz olan çalıkuşu anlatılır.

Feride annesini küçük yaşta kaybetmiş ,babası subay olan bir kız çocuğudur.
Annesinin vefatı üzerine büyükannesinin yanına gelir kısa süre sonrada babasını kaybeder.

Büyükannesiyle yaşayan feride fransız mektebine gider. Mektepte bulduğu her fırsatta ağaçlardan sarkan ferideyi öğretmenlerden biri çalıkuşu'na benzetir ve çalıkuşu olarak anılmaya başlanır.

Büyükannesi öldükten sonra tek yakını olan teyzesine giden feride teyzesinin oğlu kâmran'a  kendisinin zıttı bir karaktere sahip olduğu için sürekli sataşır ama içten içede aşıktır kâmran'a  ve kâmranda ona .

Durumu farkeden teyzesi mektep biter bitmez evlenmelerini ister.
Mektep bittikten sonra düğün günü çalıkuşu'na bir misafir gelir ve bir şeyler anlatır.duyduklarından sonra feride hemen evden ayrılır,bir süre süt annesinin yanında kaldıktan sonra anadolu'da bir köye öğretmen olarak atanır.işteee feride öğretmen masalı burda başlar .
İlk görevlendirdiği köyde  başlarda köyü de sevmez ,öğretmenliği de ama daha sonra çok iyi ilişkiler kurmaya başlar.  Ve burda geçen günlerini günlüğe yazmaya başlar.
 kendisi gibi babası olmayan,annesi ise herkes tarafından lanetlenen kötü yola düşmüş bir kadın olan yani yok kabul edilen bir öğrencisini evlatlık olarak alır. Tatlı küçük munise o günden sonra feride nereye gitse yanında olur.
Bir çok yer gezen feride en son kuşadasına gider ve  öğretmenlik yapmaya  başlar ,bu sırada öz evladı gibi sevdiği munise kuşpalazı'na yakalanır ve vefat eder. Okulu kapatılan feride ilk görev aldığı köyden tanışıklığı olan hekim hayrullaha yardim etmeye başlar.
Tâbi gittiği her yerde güzelliğiyle dikkat çeker ve bu yüzden bir çok kez zor durumda kalır.
Son olarak kızını kaybedince hastalanan feride'nin hekimle adı çıkar. Epeyce yaşlı olan hekim hayrullah dedikoduları önlemek amacıyla ferideyi evliliğe ikna eder.
Kağıt üstünde olan bu evlilik ferideyi kurtarır bir nevi.
Hayrullah efendi aslında  kızı gibi sevdiği feride'nin aşk acısı çektiğini anlar ve bir gün günlüğünü bulur.

Günlüğü okuyan hayrullah efendi  feride'nin günlüğünü ve mektupları paketler ve ölümünden sonra kâmran'a vermesi için ferideye talimat verir.
Zaten çok yaşlı olan hayrullah efendi bir süre sonra ölür.

Feride de hem teyzesini görmek hem de paketi kâmrana vermek için evlerine gider.
Bu geçen zamanda kâmran evlenir ve bir kızı olur. Karısı da ölen kâmran aslında adım adım ferideyi takip eder ama bir yerde anladığı yanlış anlama nedeniyle peşini bırakır.

Hayrullah efendinin bıraktığı pakette ne olduğunu bilmeyen feride kuşadasına dönmeden bir gece önce kâmrana verir.

Günlüğü okuyan kâmran  sizce ne yapmıştır?

Sizi bu kritik anlarda yalnız bırakayım bakalım  :-)

Bir dahaki paylaşımda görüşmek üzere ...
Kendinize iyi bakın ...:-) :-) :-)

3 Ağustos 2016 Çarşamba

KORKU (STEFAN ZWEİG )

Selam arkadaşlar ben calypso:-)
uzuun bir aradan sonra yine bir modern klâsikle karşınızdayım :-)

Bu aralar çok fazla klâsik kitap yorumu yapmadım. Bir süre için değişiklik olsun istedim ,umarım çok başınız ağrımamıştır.

Kitap yorumuna geçmeden önce söylemek isterim ki STEFAN ZWEİG okuduğum en iyi yazarlardan. Kitapları çok uzun değil genelde ince ve kısa hikâye şeklinde ama son derece etkileyici. Zaten iki kitabından daha öncede bahsetmiştim uzun bir aradan sonra tekrar  zweig'ın kitaplarına dönüş yaptım diyelim.

Üstelik her kitabında farklı bir konuyu ele almasının dışında bunları okuyucuya çok yoğun ve gerçekçi olarak yansıtması zaten ne kadar iyi bir yazar olduğunun kanıtıdır yani. Ve her kitabında da olay dışında en çok ön plâna çıkan şey insan psikolojisidir.

Herneyse lafı fazla uzatmadan kitabımıza geçelim :-)

Kitabımız : KORKU

İlk sayfasından son sayfasına kadar heyecan ve gerilimin uç seviyede olduğu bir kitap.

Yaşadığı burjuva hayatından sıkıldığı için bir süredir kaçamak yapan güzel bir kadın ve onun yakalanmış olma korkusu temel olay .

Sekiz yıldır başarılı bir avukatla  evli olan ideal,mutlu,rahat bir hayata ve sağlıklı çocuklara  sahip olan irine burjuvazi hayatından sıkılır ve kendini genç bir piyanistin kollarına atar .

Haftanın belirli günleri sevgilisiyle buluşan kadın, her ne kadar mutlu olsada aynı zamanda her an yakalanma korkusunu içinde yaşar .

Ve bir gün bir şantajcı ortaya çıkar . Genç kadın korkularıyla başbaşa kalır. Şantajcı eğer dediğini yapıp herşeyi açıklayacak olursa evliliği ,itibarı ve çocukları dahil olmak üzere herşeyini kaybedecektir.

Kitabın sonuna kadar irine'nin gerginliğini ve korkularını sizinde hissedeceğinize eminim . Ve Zweig bir kez daha çarpıcı bir finalle karşınızda... açıkçası ben şaşırdım ,sizleri de  şaşırtır diye düşünüyorum ve yorumumu burda bitiriyorum .
Kesinlikle okumanızı tavsiye ederim.
 Veda etmeden son birşey ,
En büyük korkular insanın benliğindedir...

Kendinize iyi bakın.

bir dahaki yayında görüşmek üzere :-)

1 Ağustos 2016 Pazartesi

Kıvılcım - Ruth Frances Long

   Merhaba arkadaşlar, ben Charmzura. Bugün size kitap fuarında delirip de yapıştığım ama alırken aslında hiç bir fikrimin olmadığı bir kitabı getirdim. 😃 Ciddiyim,bu sene kitap fuarında çalıştım ve tamamen bu sebeple öğrendiğim bir yayınevinin kitabı kendisi. 😂 Ancak yanlış anlamayın,kitap hiç de fena değildi.
   Bugün yorumu biraz kısa tutmaya niyetliyim,o yüzden hemen size kitabın konusundan bahsetmek istiyorum. Bir kızımız var,adı Izzy Grigory,soyisme dikkat. Sonra bir de esas oğlan var,böyle dövmeli küpeli filan,onun adı da Jinx. Şimdi bizim Izzy arkadaşlarıyla buluşmaya giderken bir duvarda çok detaylı,biraz ürkütücü olsa da fazlasıyla güzel bir melek figürü görüyor. Figürün gözlerinin altı sanki graffitiyi yapan arkadaş azıcık akıtmış gibi dursa da geri kalanı nizami. Izzy fotoğrafı çekiyor çekmesine ama arkasından gelen pasaklı bir dilenci onı hemen yan taraftaki dar sokağa itmeye ve sonrasında da telefonunı alıp kaçmaya karar veriyor. Izzy durur mu peki? Tabi ki hayır,onun peşinden yardırıyor bizim kız da 😃 Ama nafile,en sonunda adamı yakalayıp almak istese de pasaklı amca telefona iyice bağlanmış olacak ki,vermiyor. Ancak arkadan gelen,ona telefonu vermesini emreden sesten sonra telefondan vazgeçiyor. İşte bizim çift böyle tanışıyor. Gerçi arada telefon atomik parçacıklara ayrılmak suretiyle ekranlara veda ediyor ama olsun. 😃 
   Bizim oğlan kızı o sokağın çıkışına kadar bırakıyor,kız tam o graffitinin yanından geçerken meleğin gözlerini üzerinde hissetse de bunu yaşadıklarına veriyor. Yani graffitinin sizi izlemesi çok saçma,değil mi? Tabi ki de değil arkadaşlar. 😒 
   Jinx'in orada oluşunun sebebi de aynı graffiti. Hanımının emri üzerine gidip kıvılcımı toplamak zorunda. Ancak tahmin edin bakalım ne? Kıvılcım  yerinde yok! 😱 
  Peki nedir bu kıvılcım? Kimdir bu Jinx'in hanımı? Kendisi hangi ailedendir? Hemen bakalım arşivlere... Şimdi şekerler,kıvılcım dediğimiz şey,bir melek öldükten sonra arkasında bıraktığı kor gibi bir parçacık oluyor. Bizim oğlanın hanımı da kendisi de fae aleminin birer mensubu olmaktalar. Periler yani. Bzim zavallı Jinx de babasının ve annesinin kimliği yüzünden esas ailesinden alınıp barış hediyesi olarak hanımım dediği fazla şeker sürtüğe el altıcısı olarak verilmiş,lanetlenmiş,peri aleminden bir başka yaratık.
   Her neyse,şimdi bu kıcılcımı hanımın neden istediğine gelelim. Kıvılcımlar peri aleminde bir tür çok çok değerli para birimi gibi. Kimin daha çok kıvılcımı varsa o daha güçlü kabul ediliyor. Ancak bu kıvılcım diğerlerinden de özel çünkü ait olduğu melek sıradan bir melek değil. İntikam yemini etmiş,sevgilisini geri getirmeye kafsyı takmış ayrı bir psikopat. Sevgilisi Lucifer Morningstar oluyor,evet. Ve tahmin edin bakalım kıvılcım kimin içinde? 
   Izzy'ye dönecek olursak,çok tatlı bir ailesi var. Ancak bu olayın olduğu gün başka bir şey daha oluyor,babası bir kaza geçirerek hastaneye kaldırılıyor. Hastanede fazla kızıl saçlı bir kadın ona plastik bir bardakta bir içecek uzatarak babasına içirmesini söylese de Izzy bir şey gördüğünden kaseyi düşürerek içeceği döküyor. Bizim kızıl delirerek bağırıp çağırmaya başlayınca annesi geliyor ve kadını görüyor. Ve o da deliriyor. Izzy cevapların ve babasını kurtarmanın peşinde koşarken çeşitli misafirler evine geliyor. (Melek türünden) Ve onlardan korkan Izzy içinde yeni yeni duymaya başladığı sese kulak vererek nasıl olduğunu anlamadığı bir şekilde onları def ediyor. 
   İçinde ne olduğunu çeşitli yollardan öğrenen ve onu çıkarmaya çalışan Izzy'ye yardım bizim oğlandan geliyor. Ama aslında pek de yardım sayılmaz. Neler döndüğünü az çok anladınız mı?
   Bu yolda Izzy aslında Grigory soyundan gelen birisi olduğunu,yani iki dünya arasındaki kapının ve perilerin rahat durmasını sağlayan bir koruyucu olduğunu ve aslında 'hangi' aileye mensup olduğunu öğreniyor.
   İlginç bir kitaptı diyebilirim. Özellikle bir dalda diğer  pek çok kitaptan farklıydı. Kıvılcım'da normalde okumaya alışık olduğumuz halde beraber pek görmediğimiz iki tür bir aradaydı. Böyle kitaplara çok rastlamadığımı söykeyebilirim. Her ne kadar sizi tamamen avcunun içine alabilen bir kitap olmasa da kendini okutuyor. Okumanızı tavsiye ederim arkadaşlar 😊 Bir dahaki görüşmemize dek kendinize cici bakın. 😙
  Not : Yorumu kısa tutmaya niyetliyim dedim ama çenemi tutmakta yine pek becerikli olamadım malesef,kusuruma bakmayın. 😅

29 Temmuz 2016 Cuma

Cupid's Match-Lauren E. Palphreyman

   Hey guys,it's Charmzura. How are you today? 😊 I am feeling soooo tired 😞 I hope you are feeling better.
   I brought a Wattpad to you today,again 😃 But i really liked this one. Successful,i can say. Our writer's name is Lauren E. Palphreyman and i have learned that she is trying to make this book published. Maybe you can help her about it. Read the story from the app and i can tell you that you won't regret. 😊 
   Now,im gonna tell you the story as much as i can. We have a girl,Lila, she is a high school teenager. She starts getting emails from a company called Cupid's Matchmaking Service 😃 Imagine that would happen to you. What would you do? 😃 I would probably freak out and think that some prick is mocking me. 😅 
   But she is acting differently and going to that service's office to tell that she is not interested. But she is coming across something she absolutely wouldn't expect. Some people are telling that she is matched a guy-Cupid and they always keep saying 'Cupid musn't match' Thay say that this match can not be made. But hey,she is more than fine with it because she already has a boyfriend. When she says that,the guy who is talking with her-name is Call btw 😍 is being pleased with that fact. 
   But he is determined to keep that match unmade and just because he knows how Cupid is,he is signed to the same school with Lila. Our Cupid is very,incredibly handsome and kinda bad boy. He has a charm,of course 😃 He lives his life filled with parties and girls,lots of girls. 😎 And guess what? He is signed to the very same school, too. Forever Falls High school. 
   At first, i thought it is just a teenage romance but later,i found out that this book is also full of action. There are bad cupids out there who is tryna kill the original Cupid or Lila. They will do whatever it takes to do prevent this match to be made. The Arrows. 
   First, Cal was trying to keep them seperated but later he began to help them as much as he can. Just to keep them safe,even Cupid himself. Because,let me give you a secret, Cupid is Cal's brother. 😃 Interesting fact,huh? 😃 
   I couldn't understand why they are afraid of Cupid and Lila being together so much but then i learned. If the founder learns that one of the very important rules of her is broken,she will come back, all of her wrath with her. Do you have any guess who she is? 
   What if she returns? They are so afraid of her because she is so cruel,thinks about dominating the world with all powers of her. She is like a spoiled little girl inside of a grown up woman's body. 
   Story was amazing,i really enjoyed it. But there is only one question i am desperately trying to get an answer :  Now Cupid is immortal, but Lila is not. What's gonna happen to them? Do you have any ideas? Share it!😃 
   By the way,i liked Cal most. Normally,i go for bad boys 😑 But this time i felt attached to Cal,i don't know why.
   Read the story and let me know what you are thinking about Cupid's Match. Have a good day 😊