14 Aralık 2016 Çarşamba

HAYAL ETMEDİĞİN KADAR (JULİA QUINN)

Merhaba arkadaşlar  :-)
Ben calypso, bugün sizlerle yine bir julia quinn romanı paylaşacağım .
Bridgerton serisi kadar revaçta olmasa da iyi sayılabilecek kayıp dük serisinin ikinci kitabı olan " hayal etmediğin kadar" .

Aslında bu kitabın kayıp dük serisinin ikinci kitabı olduğunu bilmiyordum. Bence birinci ya da ikinci kitap olması pek birşey değiştirmiyor , çünkü birinci kitapta bambaşka bir aşk anlatılıyor.
Zaten iç-içe yazılmış bu iki kitapta da her iki kitabın baş karakterlerini sıkça göreceksiniz bir nevi aynı olayın farklı gözlerle anlatılması da diyebiliriz.

Gelelim kitabımıza ;
Hayal etmediğin kadar kitabının baş karakterleri  7.Wyndham dükü Thomas Cavendish ve leydi Amelia Willoughby.

Daha bebeklikten sözlenmiş olan bu iki genç birbirlerine karşı herhangi bir şey hissetmiyor, sadece zorunda oldukları anlaşmayı gerçekleştirecekleri vakti bekliyorlardı.
Thomas bir nişanlısı olduğunu bildiği halde evleneceği kadını tanımak için hiçbir çaba sarfetmeyen ,sadece toplum gerekliliklerini yerine getiren bir adamdı ta ki o balo gecesine kadar .
O gece yine diğer tüm davetlerde olduğu gibi gelecek ,nişanlısına çok güzel olduğunu söyleyecek, onunla dans edecek ve gecenin kalanını başka kollarda geçirecekti- en azından amelia böyle düşünüyordu.- 

Dük o gece davette tıpkı amelia'nın düşündüklerini yapacaktı ama beklediği gibi olmadı çünkü nişanlısı amelia bu kez tüm iradesini kullanarak dük'ün dans teklifini reddedip salonu terketti. 
Dük amelia'nın yaptığına bir yandan şaşırırken bir yandan yıllardır aklına getirmediği nişanlısının göründüğünden daha zeki olduğunu kavradı ve ilk kez o gece  bahçe de yaşadıklarından sonra kibirli dük amelia ile ertelediği evliliği bir an önce gerçekleştirme isteği duydu.

Amelia yıllarca bir düşes olmak için yetiştirilen ,nişanlısının umrunda olmadığını bilen zeki ve asi bir leydiydi.
Balo gecesi herkesin beklediği şeyi yapmayıp kibirli dük'ü şaşırttığı için içten içe mutlu olan amelia kafasını dinlemek üzere bahçeye çıkmıştı.
Bir süre sonra yanına gelen nişanlısıyla konuşmaya başlayan amelia aslında onun ne kadar hoş biri olduğunu o gece farketti.
Ve  Amelia nişanlı oldukları 20 yıl boyunca belki de ilk defa bunu 
 hissedecek birşey yaşadı zirâ kibirli dük ilk kez kendisini öpmüştü.

Yıllardır birbirini önemsemeden yapacakları zorunlu evliliği bekleyen çift ilk kez tutkulu bir aşk yaşamaya başlamışken kayıp bir kuzen ortaya çıkarsa ve dük tüm unvanını kaybederse ne olur?
Yıllar önce yapılan anlaşmaya göre amelia 7.Wyhndam dükü ile evlenecekti peki ya dük 20 yıllık nişanlısı olmazsa?

Ah sanırım bu her ikisi  içinde berbat birşey olur zira her ikiside yıllardır umursamadıkları nişanlıya geri dönülemez biçimde aşık olmuştu.


Romantik severler kitap başına :-)
Bir daha ki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
Keyifli okumalar :-)

12 Aralık 2016 Pazartesi

Ateş Laneti-Jeaniene Frost/Gece Prensi Serisi

    Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Her ne kadar bugünlerde ülkemizde iyi olmak çok zor olsa da umarım iyisinizdir. Ülke olarak çok zor bir zamandan geçiyoruz ve umarım bunu daha fazla acı almadan atlatmayı başarabiliriz. Şehitlerimizin ailelerine başsağlığı dilemekten başka hiç bir şey gelmiyor malesef elimden. Diliyorum böyle bir şeyi bir kez daha yaşamayız.
    Size bugün Ateş Laneti'ni getirdim. Her ne kadar çok güzel olsa da ülkemizde devamını bulamadığım bir kitap malesef. Frost kitabında çok ünlü bir klişeyi alıp sıradışı bir kahramana dönüştürmüş. Ve bunu başarılı bir şekilde yapmış kesinlikle. Esas karakterlerimizden biri Vladivaslav Basarab,namı diğer Vlad Tepesh. Ya da illa bizim bildiğimiz adıyla söylemek gerekirse Kazıklı Voyvoda. Söylemem gerek,adam lakabının hakkını kesinlikle veriyor. Kazıklara inanılmaz bir düşkünlüğü var.
   Esas kızımız da Leila,ya da kitabın başında kullanmayı tercih ettiği ismiyle Frankie. Kendisi ailesinde uzak,sirkte çalışan genç bir bayan. Geçirdiği bir kaza sonucu büyük bir yaraya ve beraberinde kesinlikle hoşlanmadığı iki yeteneğe sahip oluyor. İlki,elektroşok. Dokunduğu herkese elektrik veriyor. İkincisi ise daha karanlık; sağ elini kullanarak insanlardan bilgi parçaları alıyor. Geçmiş ya da gelecek fark etmeksizin. Zaten başını belaya sokan da bu yeteneği oluyor. 
    Leila sadece insanlardan oluşan bir dünyada yaşamadığının farkında. En yakından tanıdığı diğer türse vampirler. Yine de bir grup vampir tarafından kaçırılmayı beklediği söylenemez tabi...
   Leila'dan bekledikleri çok basit olsa da inanılmaz derecede tehlikeli bir şey. Kimliğini söylemedikleri çok güçlü bir vampirin izini sürmesini istiyorlar. Sonrasında Leila'yı yaşatmak gibi bir niyetlerini az çok tahmin edebilirsiniz sanırım. Leila da bu gerçekten yola çıkarak büyük bir kumar oynuyor; Ateş Çıkaran'a neler olduğunu bir bir anlatıyor ve güvenliğine karşılık onunla anlaşma yapıyor. Komik olan şu ki,Leila Ateş Çıkaran'ın çok güçlü olduğunu anlamış olsa da hâlâ kim olduğuna dair bir fikri yok. Duyunca da inanmıyor ya,neyse...
   Vlad Tepesh ise yeni bulduğu hazineyi bırakmaya niyetli değil. Leila'yı tutmak niyetinde,ister misafir olarak ister tutsak... Tamamen Leila'ya kalmış bir durum.Yaşamaya meraklı ve zeki bir kız olan Leila seçmesi gereken yolu akıllıca buluyor.
   Zamanla çiftimizin arasında yarı güvene dayalı -ve kesinlikle 'tam kapsamlı' şehvete dayalı- bir iş ilişkisi gelişiyor. Zamanla iş ilişkisinden daha başka bir şeye dönüştüğü doğru olsa da ilk adımlar tamamen buna dayalı. 
    Bir yandan Leila Vlad'a düşmanlarını bulmasında yardımcı olurken bir yandan da Vlad Leila'ya güçlerini nasıl silah olarak kullanabileceğini gösteriyor. Geçmişiyle yüzleşmesinde teşvik edici bir rol oynuyor. 
   Ancak geçmişiyle yüzleşmesi gereken tek kişi Leila değil,Vlad'ın uzın zaman önce yok ettiğini sandığı düşmanı yeniden yükseliyor ve geçmişi de kendisiyle beraber getiriyor. Ölümcül düşmanlar,beklenmedik ihanetler ve entrikalardan oluşan bir ağın içine dolanmış bir serüven kitap boyunca son sürat ilerliyor. 
   Nefesinizi tutarak okuyacağınız,bitirmeden de elinizden bırakmayacağınız bir kitap,sizi temin ederim. Kitaptaki tek sorun,esas karakterin -ya da yazarın,bilemiyorum- Türklere inanılmaz bir nefret duyması.  Yani,her kitabın bir kötü karakterinin olması gerektiğinin ve yazarın da yarihe dayanarak kurgusunu oluşturduğunun farkındayım ancak sanırım milliyetçi yanım biraz kendini ortaya serdi okurken. Kendime takılmamak gerektiğini söylüyorum, sonuçta başka bir ülke aynı şekilde yazıldığında zorlanmadan okuyabiliyorsak,tarafsız yargılayabilmek adına bunu da rahatça okumamız lazım,değil mi?
   Yine de,harika bir kitaptı. Türkiye'de bulamayınca devamını yurt dışından getirtmek durumunda kaldım ama pişman olduğumu söyleyemem. Okumanızı tavsiye ederim. Bir dahaki görüşmemize kadar kendinize iyi bakın arkadaşlar...

9 Aralık 2016 Cuma

Touched-Caress of Fate- Elisa S. Amore / Touched Saga


   Hey there guys! How are you doing? I am feeling incredibly cold right now,it is freezing tonight. 😨 I wish it was summer again... 
   Allright, let's check our book, huh? I don't have the paper copy yet so i couldn't take a picture. 😕 But still, we can write a post about it, right? 😃 Okay, Touched is a little bit different from its kind. I can say that Touched is unique in some ways. For example, our angel of death - happens to be our guy, Evan, by the way 😃- is not exactly an angel.
   Yup, you read right.  He and his colleagues are descendants of Eve. They are helping angels to have a chance to be forgiven. Interesting, huh? 😏 They are immortal, strong and destined (or cursed) to be unseen by mortal for all eternity. They are arranging humans' death and help them to move on to their afterlife. 
   Evan is one of them. He is living with his brothers;  Drake, douche one, and Simon, good one. And there is Ginevra, she has chosen to be with them but actually she is a witch. 
   Also, Evan is the one who is going to kill Gemma. The girl and only human who can see him even when she is not supposed to. 
   Gemma is a silent girl. She likes to be alone in the silence. Left alone with her books. She is a total bookworm but actually, it is getting a little bit too much lately. She is kinda forgetting where she is or who is tryna talk to her etc. She has a best friend, Peter. But he has a huge crush on her. However, we can't see him at the book too much. But let me tell you, he is absolutely not happy to meet Evan. Or Gemma meeting him or Gemma liking him. I think you get the picture, right?  😃 
   Okay, Gemma and Peter going to their favorite spot. And Gemma feels like she is being watched. Chasing her dog into the woods and bam! She sees Evan. At first Evan is looking natural but then he is realising that Gemma can see him and of course, he is shocked. 
   After that incident he is getting more and more obsessed about Gemma, try to figure out how and why she can see her. Why his magic is not working on her. 
   By the time, Gemma is developing some sort of crush on him, too. But the incidents, deaths to be exact, making her a little suspicious. Making Peter suspicious, actually. Gemma kind of refuses to see. Evan and his friends are surrounded by death and Peter is using this information as a weapon against them. 
   Gemma and Evan are falling into each other every passing second. And at the end of it Evan is refusing to kill and take her soul. Even if he can't tell all the truth to Gemma, he is giving qiete bit of information to her.
   But it's not all. Gemma's soul has to be taken and other descendants are coming after her. Making Gemma, Evan and his family a target. 
   No matter how hard they try to protect her,untold truth will be much more deceiving. Newcomer will hunt Gemma down with that one single untold piece of information. Things will get dangerous and twisted, filled with old revenge...
   Touched is a good book. You can curl up and read it on your sofa on a rainy day. You can feel the ambience. 😃 
   See you soon, hopefully. 😙😙

8 Aralık 2016 Perşembe

GURUR VE ÖNYARGI (JANE AUSTEN)

Selam  arkadaşlar ben calypso:-)
Bu haftaki paylaşımım çok çok sevdiğim bir kitap olacak. Açıkçası klâsik kitap tutkumun başlangıcı olan kitap diyebilirim . Bu paylaşım için normalden daha fazla özenmek istedim umarım bunu becerebilirim . (Son olarak küçük iki not  :
Öncelikle bu kitabı güncel dizilerden birinde sıkça bahsedildiği için okumadım en 7 kez olmak kaydıyla lise 1.sınıfta okudum. Son olarak ta kitap bir çok kez sinemaya uyarlandı size bu filmlerden bir kaç küçük kare göstermek istedim vr filmleride izlemenizi tavsiye ederim .)

Evet gelelim kitabımıza ,kitabımız GURUR VE ÖNYARGI başlıkta da gördüğünüz gibi




Ana karakterlerimiz Elizabeth BENNET ve Fitzwilliam DARCY

Herşey darcy 'nin en yakın arkadaşı bingley 'nin elizabeth ve ailesinin yaşadığı taşraya taşınınca başladı .Darcy elizabethve ailesiyle bir baloda tanıştı . Ailesinin sığ ve görgüsüz tavırlarının yanısıra annesinin bitmek bilmeyen iltifatlarını alan darcy bu ailenin bayağı bir aile olduğunu kızları ne kadar güzel olursa olsun asla bir hanımefendi gibi olamayacaklarını düşündü.
En yakın arkadaşı bingley o baloda elizabeth'in ablası ve civarın en güzel kızıyla defalarca dans edince,Darcy arkadaşını uyarmayı aklına not etti. Danstan sonra Darcy'nin yanına gelen Bingley elzabeth'in de çok hoş bir hanım olduğunu neden onunla dans etmediğini sordu ve Darcy elizabeth'in sıradan bir güzeliği olduğu yanısıra hanımefendi olacak nitelik ve gururu olmadığını söyledi, bu sözleri duyan elizabeth geldiği andan beri kibirli ve kendini beğenmiş olduğunu düşündüğü beyefendi hakkında hiçte yanılmadığını bay Darcy 'nin tam bir kibir abidesi olduğuna emin oldu.

Darcy ülkenin sayılı arazilerinden birine sahip olan kültürlü,soylu ve zengin bir adamken elizabeth orta halli ,görgüsü az,taşrada yaşayan ve kalabalık bir aileden gelmektedir. Buna rağmen elizabeth okumayı seven annesine ve -jane hariç- kız kardeşlerine rağmen görgülü ve gururlu bir kızdır.
Birbirlerine karşı önyargıları olan bu ikilinin arası bir zaman sonra kasabaya gelen ordu içinde görev alan bir subay nedeniyle iyice açılır. bu davetsiz misafir Darcy hakkında neler biliyor?
Darcy ve elizabeth arasındaki olaylar nasıl çözülecek?
zamanla aralarındaki aşk ve tutkunun ortaya çıkacağı ikiliden hangisi aşk'ı hangisi gurur'u tercih edecek ?

Bunun gibi binlerce sorunun cevabı bu iki inatçı keçinin yer aldığı kitapta okumanızı kesinlikle tavsiye ediyorum bu dönemin bile en güzel aşk örneklerinden olan bu kitabı yıllar yıllar önce kaleme alan jane austen'a binlerce kez teşekkür ederim bu güzel kitabı bizlere sunduğu için .

Evet düşündüğümden kısa oldu ama gerçekten hiç spoiler vermek istemedim olay gurur yaptılar ,sonra itiraf ettiler mutlu son gibi olmadığı ve  arada bir sürü olay geçtiği için okumanızı bir kez daha tavsiye ederim emin olun pişman olmazsınız.

Bir dahaki yayında görüşmek üzere kendinize iyi bakın.
Keyifli okumalar ...







5 Aralık 2016 Pazartesi

Pabucumun Ajanı-1-2 / Asude

    Selam gençler,nasılsınız görüşmeyeli? 😊 Türkçe bir paylaşım yapmayalı bayağı oluyor sanırım,bunun için özür dilerim. Bunun nedeninin temel olarak okumaya ara vermek zorunda kaldığımı,okuma fırsatı bulduğum az sayıdaki kitabın da genel olarak İngilizce olduğunu söyleyebilirim. 
   Pekâlâ,bugün bloga ilk defa kendi çektiğim bir fotoğrafı yükledim. Instagram'da kullanıyordum ama buraya hiç koymamıştım,yorumlarınızı bekliyorum. 😊 Ayrıca ilk defa bir blog yazısında iki kitabın birden tanıtımını yapacağım çünkü üzülerek söylemek zorundayım ki iki kitaplık bu seride ayrı ayrı yazı yayınlayacak kadar dolgun bir konu ya da içerik yok. Bir daha böyle bir şeyi yapmayı planlamıyorum,merak etmeyin...
   Konuya geçecek olursak;elimizde bir genç kızımız var,adı Deniz. Kendisi işsizlikten ve genel olarak sistemden bıkmış,son yaşadığı talihsizlikle de çileden çıkıp akıl kârı olmayan bir şeye girişmiştir. İş başvurusu yapacağı şirkete geç kalan ve akabinde onu arayacaklarını söyleyen son bir cevap daha aldıktan sonra Deniz,bulduğu ilk internet kafeye dalıp özgeçmişini normal bir günde cesaret edip ağzına bile alamayacağı hakaretlerle dolduruyor ve o pespaye haliyle gördüğü ilk büyük şirketin kapısından giriyor. Bir araya getirilmiş ve üzerine düşünülmemiş birden fazla yalanın da yardımıyla - ve kesinlikle şirket yöneticisinin yakıp kavuran öfkesiyle 😉- işe,kesinlikle beklemediği bir şekilde, kabul ediliyor.
   Olayı az çok anladık,şimdi bir de esas karakterlerimize göz atalım bakalım. Deniz;fazlasıyla sakar,inanılmaz geveze ve daha da kötüsü nerede susmasını bilmeyen,hayatıyla ne yapacağı hakkında bir bilgisi olmayan yirmili yaşlarında genç bir bayan. Tuna ise genç yaşına rağmen şirkette inanılmaz yüksek bir yere ulaşmış,kariyerinin altın yıllarını altını bile sönük gösterecek bir şaşaaya taşımış,zeki,fazlasıyla sert ve - tahmin edin bakalım 😒 - aşırı derecede maço bir adam. Düzensizliğe,beceriksizliğe ve ya hak edilmeden istenen yerlere ( Deniz'e karşı olan tavrını anlayın diye söylüyorum ) hiç bir şekilde tahammülü yok. Ancak Deniz'in adını vererek girdiği Ahmet Bey'e ders olsun da bir defa daha böyle bir şey istemesin diye Deniz'i kabul ediyor. Hem de özgeçmişi okumadan.
    Sonrasında olanlarsa az çok tahmin edilebilir,Deniz özgeçmişi almaya çalışsa da kesinlikle ve tamamen başarısızlığa uğruyor. Tuna sonunda özgeçmişi okuduğunda ise bir dakika bile geçirmeden onu kapının önüne koyuyor doğal olarak. Amcak iş burada bitmiyor.Deniz birkaç gün sonra eşyalarını almaya gittiğinde ayrılırken yine Denizliğini konuşturuyor ve asansörde yanlış kat düğmesine basıyor. Garaj katında Tuna'yı vurmak üzere olan bir adama karşı uyarıyor ve ikisi de son anda paçayı sıyırıyor. Temel bir sorun var,tetikçinin yüzünü sadece Deniz görmüş durumda ve tahmin edileceği gibi bu Tuna ile Deniz'i daha ayrılmadan yeniden aynı denklemin içine atıyor. 
   İlk kitapta kayda değer tek olay bu diyebilirim. Geri kalanı daha çok Deniz'in Tuna'yı sinir etmesi,ona neredeyse kelimenin tam anlamıyla ağzının sularını akıtarak bakması ve onun gibi olaylarla dolu.
   İkinci kitaptaysa serinin adını almasına sebep olan olaylar kendini gösteriyor. Bizim sarsak Deniz'imiz şirkete kabul sözleşmelerini imzalarken neye iza attığına - doğal olarak - bakmayıp hiç tanımadığı birinin eline kendi imzasının bulunduğu boş bir kağıt gibi bir koz veriyor. Aynı arkadaşlar Deniz'in kapısına dayanarak,ondan şirkette kendileri adına ajanlık yapmasını istiyorlar. 
   Kavgalar dövüşler cilveleşmelerle geçen belli bir sürenin sonunda Deniz bunu yapamayacağını söyleyince işler sarpa sarıyor tâbi.  Ve Deniz'in berbat oyunculuk becerileriyle bir şeyler olduğunu anlayan Tuna,ne olduğunu bulmak için harekete geçip fazlasıyla yanlış gerçeklerle yüz yüze geliyor. 
   Sonra ne geldiğini tahmin edebilirsiniz sanırım. Tuna yeniden,bu defa çok daha berbat bir şekilde,Deniz'i kapının önüne koyuyor, gerçek anlamda. 
   Size mutlu sonun nasıl geldiğini de anlatmak isterdim ama şu an bile yeterince açık vermiş durumdayım,orasını size bırakdam daha doğru olur sanırım. 😃 Kitapla ilgili çok büyük iki sorunum olduğunu söyleyebilirim. İlki Deniz'in, Tuna'ya içeriye bakmadan sadece dış görünüşe bakarak vuruluyor olması. Ve her seferinde de bunu okuyucunun gözüne sokmayı ihmal etmiyor. Yanlış bir yönlendirmenin özellikle de okuyucu kitlesi olan genç arkadaşlar üzerinde kötü bir etki bırakma ihtimali olduğuna inanıyorum. 
   Bir diğer sorunsa çok yüzsüz olması,gurunu inatla hiçe sayan,karşılaştığım az sayıdaki karakterlerden birisi. Tuna'nın söylediği onca hakarete, birden fazla kez evden gerçekten onur kırıcı bir biçimde atılmasına rağmen bunları silip silip yeniden onun kollarına dönüyor. Aşkta gurur olmaz lafını pek çok kez duymuş biriyim ve bir yere kadar ben de buna katılırım ancak bu seviye Pabucumun Ajanı'nda inanılmaz derecede fazla. 
   İçindeki yer yer eğlenceli diyaloglar sayesinde okuması zevkli bir kitap olsa da para verdiğime üzüldüğüm tek seri diyebilirim. Eğer siz okuduysanız umarım benden daha fazla tat almışsınızdır. 
   Bir sonraki paylaşıma kadar hoşçakalın şekerler,kitapların size sunduğu dünyaların keyfini çıkarın. 😙😙


2 Aralık 2016 Cuma

The Dream Thieves-Maggie Stiefvater / Raven Cycle-2

   Hey guys! I have missed you... 😃 Have are you doing lately? I am kinda in a good mood last two days,don't ask why because i don't know 😃 
   I was also in a reading frenzy... I read a story on Wattpad and i have to tell you; it was terrible!! 😵 I had an incredible urge to read something better just to have the taste of a good book. 😕 So i started to read Raven Boys again. You know, the first book of this series. I finished it in three hours and then i started to The Dream Thieves.And then the third one but I am not gonna talk about it right now. 
   Okay, i am hoping that you read the first book. After Adam's sacrifice things are changing. To bad but also to good. In The Dream Thieves we are getting to know Ronan more. And we are witnessing the changes that Adam's going through. But i can say that we see Ronan much more than anyone else. We are discovering what actually Ronan is. Basically, the sequel's name is coming from Ronan's identity. 
   New enemies are arising. But maybe not all of them are enemies, who knows, right? 😉 Maybe some of them can teach something to our boys before they leave. Or maybe some of them can be our friends as well... I will leave it to you to find out. 
   There is not much to talk or write about The Dream Thieves really. Because even though things are going on, the process is slow. I can tell you that and it makes the book hard to read. But still, i think i won't complain too much. 😃 
   I'm gonna tell you one last thing, though. The thing-the relationship between Blue ( or Jane 😃 ) and Adam is kind of fading away, as expected, of course. 
   The Dream Thieves is a good book to read if you are a patient reader. If you are not, well then... You can still read it but not expect too much adrenaline. 😃 
  Until my next post, take care of  yourselves and have nice time with your current bookworld... 😙😙