25 Mayıs 2016 Çarşamba

BİLİNMEYEN BİR KADININ MEKTUBU(STEFAN ZWEİG)


Selam arkadaşlar;
Yine bir stefan zweig romanıyla karşınızdayım.
Bu romanımızın birde filmi mevcut biraz eski ama güzel bir film nostalji severlere duyurulur.
Zweig bu romanında tek taraflı bir aşkı anlatmıştır ve emin olun çok ilgi çekici bir kitaptır.
"Sana beni hic tanımayan sana ..." diye başlayan bir mektup ,bilinmeyen bir kadının bir adama karşı duyduğu derin platonik aşk yada saplantı ne derseniz artık .

Kitabi okumaya başladığım ilk sayfadan sonuna kadar gerçekten  bu kadar mı olur ,bir insan nasıl böyle sever ? Diye düşünmeden edemedim .

Genelde okuduğum kitaplar bir kaç sayfadan sonra ilgi çekici olmuştur benim için ama ilk kez bir kitap daha ilk sayfasından sarıp sarmaladı beni .

Tanınan ünlü bir roman yazarı ve ona çocukluğunu ,genç kızlığını düşünmeden umursamadan feda eden güzel bir kadın . Ona göre sevdiği adam için feda ettikleri o kadar sıradan ki öyle çok seviyor ki adamı bu kadarı imkansız dersiniz .

Bir çok kisi sorunlu bir kadının saplantısı olarak düşünür bilinmeyen kadını ,belki bir nebze doğrudur evet ama şu da bir gerçek ki kadın adami gerçekten çok sevmiştir.
adam herşeyden habersiz hayatını sürdürürken kadın ona ait şeylerle öyle çok mücadele verir ki hem ona hemde onu bir türlü tanımayan adama defalarca öfkelendigim doğrudur.

Hem kızdığım aptal diyerek yargiladığım hem de imrendiğim bilinmeyen kadın ömrünün son saatlerinde yazdığı bir mektupla onu hiç tanımayan adama nasıl çok sevileceğine dair çok güzel bir ders verir .bence kitabin devamı olsaydı o adamin ne denli yıkıldığını görürdük .

İnsanların ne kadar duygularla yaşadığını psikolojinin ne denli zayıf olduğunu gözler önüne serer .
Sevdiği adamin hayaliyle geçirdiği çocukluk, gençlik ve mücadele dolu hayatla birlikte  adamdan kalan son kırıntıları saklamak korumak adına kendinden bedeninden defalarca vazgeçen bir kadın .

Genç adama gelen göndericisi belirsiz mektup ona öyle bir anlatırki onu belki kenidisi bile bu denli farkında olmamıştır kendinin.
Yaşattığı onca şeye rağmen her doğumgününde göndereni belli olmayan o beyaz güller ve elinde aşkından kalan son hatırayı da kaybeden bir kadının tanrıya olan inancını yitirmesi nasıl yorumlanır ki ...


Stefan zweig'in romanlarında ki güçlü psikolojik gözlemleri bu kitapta da gözler önünde aşkın farklı bir boyutunu ele alan kitap  bitirdiğinizde etkisinden kurtulamayacağıniz tarzda .

Sözlerin tükendiği kitaplardan biri bilinmeyen bir kadinin mektubu
 iyi okumalar .
Görüşmek üzere ...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder