11 Ağustos 2016 Perşembe

ÇALIKUŞU (REŞAT NURİ GÜNTEKİN)


Selam arkadaşlar ben calypso :-)
Nasılsınız? Umarım benim gibi  sıcak yüzünden isyanlarda değilsinizdir.

Size bugün çoook uzun zaman önce en az 4 defa okuduğum bir kitabı getirdim . Türk edebiyatının nadide eserlerinden "ÇALIKUŞU "

Döneminin romanları arasında bence en güzeli ve  günümüz dizileri ve güncel romanlarının da başlıca esin kaynaklarından biridir.
Hem geçmiş yıllarda hemde yakın bir tarihte dizisi bile yapılmış bir kitap.
Ve yine dönem romanlarına göre yalın bir dille yazılmış olduğu için okurken sıkılmayacağınızı düşünüyorum.

Bugün lafı çok uzatmak istemiyorum ve kitabımıza geçiyorum.

Baş karakterimiz :feride namı diğer çalıkuşu :-)
Yerinde duramayan,hınzır,zeki,sevecen bir kız ama aynı zamanda o dönemin kız çocuklarının aksi olan biridir,bu kitapta çocukluktan talihsiz olan çalıkuşu anlatılır.

Feride annesini küçük yaşta kaybetmiş ,babası subay olan bir kız çocuğudur.
Annesinin vefatı üzerine büyükannesinin yanına gelir kısa süre sonrada babasını kaybeder.

Büyükannesiyle yaşayan feride fransız mektebine gider. Mektepte bulduğu her fırsatta ağaçlardan sarkan ferideyi öğretmenlerden biri çalıkuşu'na benzetir ve çalıkuşu olarak anılmaya başlanır.

Büyükannesi öldükten sonra tek yakını olan teyzesine giden feride teyzesinin oğlu kâmran'a  kendisinin zıttı bir karaktere sahip olduğu için sürekli sataşır ama içten içede aşıktır kâmran'a  ve kâmranda ona .

Durumu farkeden teyzesi mektep biter bitmez evlenmelerini ister.
Mektep bittikten sonra düğün günü çalıkuşu'na bir misafir gelir ve bir şeyler anlatır.duyduklarından sonra feride hemen evden ayrılır,bir süre süt annesinin yanında kaldıktan sonra anadolu'da bir köye öğretmen olarak atanır.işteee feride öğretmen masalı burda başlar .
İlk görevlendirdiği köyde  başlarda köyü de sevmez ,öğretmenliği de ama daha sonra çok iyi ilişkiler kurmaya başlar.  Ve burda geçen günlerini günlüğe yazmaya başlar.
 kendisi gibi babası olmayan,annesi ise herkes tarafından lanetlenen kötü yola düşmüş bir kadın olan yani yok kabul edilen bir öğrencisini evlatlık olarak alır. Tatlı küçük munise o günden sonra feride nereye gitse yanında olur.
Bir çok yer gezen feride en son kuşadasına gider ve  öğretmenlik yapmaya  başlar ,bu sırada öz evladı gibi sevdiği munise kuşpalazı'na yakalanır ve vefat eder. Okulu kapatılan feride ilk görev aldığı köyden tanışıklığı olan hekim hayrullaha yardim etmeye başlar.
Tâbi gittiği her yerde güzelliğiyle dikkat çeker ve bu yüzden bir çok kez zor durumda kalır.
Son olarak kızını kaybedince hastalanan feride'nin hekimle adı çıkar. Epeyce yaşlı olan hekim hayrullah dedikoduları önlemek amacıyla ferideyi evliliğe ikna eder.
Kağıt üstünde olan bu evlilik ferideyi kurtarır bir nevi.
Hayrullah efendi aslında  kızı gibi sevdiği feride'nin aşk acısı çektiğini anlar ve bir gün günlüğünü bulur.

Günlüğü okuyan hayrullah efendi  feride'nin günlüğünü ve mektupları paketler ve ölümünden sonra kâmran'a vermesi için ferideye talimat verir.
Zaten çok yaşlı olan hayrullah efendi bir süre sonra ölür.

Feride de hem teyzesini görmek hem de paketi kâmrana vermek için evlerine gider.
Bu geçen zamanda kâmran evlenir ve bir kızı olur. Karısı da ölen kâmran aslında adım adım ferideyi takip eder ama bir yerde anladığı yanlış anlama nedeniyle peşini bırakır.

Hayrullah efendinin bıraktığı pakette ne olduğunu bilmeyen feride kuşadasına dönmeden bir gece önce kâmrana verir.

Günlüğü okuyan kâmran  sizce ne yapmıştır?

Sizi bu kritik anlarda yalnız bırakayım bakalım  :-)

Bir dahaki paylaşımda görüşmek üzere ...
Kendinize iyi bakın ...:-) :-) :-)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder